Hasbünellahüve ni'mel vekil [1] Ni'mel mevlâ ve ni'men nasîr [2] Semi'na ve eta'na ğufraneke rabbena ve ileykel masir [2] Ayeti Kerimenin Türkçe Meali / Anlamı Allah bize yeter. Hasbünallahu ve ni’mel vekil. Hz. Peygamber’in sihirli beyanında buyrulduğu gibi, “Allah acizliği kınar, hâlbuki akıllı olmalısın. Bir işin üstesinden gelemediğin zaman, ‘Allah bana yeter, O ne güzel vekildir.’ de.” (Ebû Dâvûd, “Kadâ’ (Akdiye)”, 28) Velhasıl. Bir imtihan dünyasından geçiyoruz. The English Meaning of this Dua: Arabic: ‏‏حسبنا الله ونعم الوكيل. Transliteration: Hasbunallah wa ni’mal-Wakil. The Translation: “Sufficient for us is Allah, and [He is] the best Disposer of affairs.”. According to hadith in Sahih Bukhari it shows that this dua was sufficent for Prophet Ibrahim (may peace be upon him). AlQuran Surah 3. Al-Imran, Last sentence of Ayah 173: حَسْبُنَا اللهُ وَنِعْمَ الْوَكِيلُ Hasbünallahu ve ni’mel vekil meaning that "God is enough for us; and how excellent a guardian is He!" Material: Metal Color: Black, Silver, Gold, Copper Static Paint is applied for this product. Korkulara karşı en kesin güvence, “Hasbünallah ve nî’mel vekîl” dir. (Deylemî) Bir kimse ihlâs ve samimiyetle gerçekten Allah’ın kendisine yeterli olduğuna. inanarak “Hasbünallah ve nî’mel vekîl” derse, hiç kuşkusuz Allah. ona yeter. Çünkü Yüce Allah Kur’an’da, “Kim Allah’a güvenirse, Allah ona yeter Ellezinekale lehumun nasu innen nase kad cemeu lekum fahşevhum fe zadehum imana, ve kalu hasbunallahu ve ni’mel vekil. Ali İmran Suresi Türkçe 24. Sayfa; Fenkalebu bi ni’metin minallahi ve fadlin lem yemseshum suun, vettebeu rıdvanallah, vallahu zu fadlin azim. nmICZ. 1 Hasbünallahu ve ni'mel vekil Arapça Okunuşu Hasbünallahu ve ni'mel vekil, ni'mel mevlâ ve ni'mennasîr, ğufrâneke Rabbena ve ileyke'l masîr. Hasbünallahu ve ni'mel vekil Arapça Yazılışı حَسْبُنَا اللهُ وَنِعْمَ الْوَكِيلُ نِعْمَ الْمَوْلَى وَنِعْمَ النَّصِيرُ غُفْرَانَكَ رَبَّنَا وَاِلَيْكَ ٱلْمَصِيرُ Hasbünallahu ve ni'mel vekil Anlamı Allah bize yeter, O ne güzel vekildir, ne güzel yardımcı ve ne güzel dosttur, Bizi bağışlamanı diliyoruz, Ey Rabbimiz dönüş yalnız sanadır. Al-i İmran, 173 ateşe atılırken böyle tevekkül etmiştir. Âl-i İmrân Suresi 173. ayeti ne anlatıyor? Âl-i İmrân Suresi 173. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...Âl-i İmrân Suresi 173. Ayetinin Arapçasıاَلَّذ۪ينَ قَالَ لَهُمُ النَّاسُ اِنَّ النَّاسَ قَدْ جَمَعُوا لَكُمْ فَاخْشَوْهُمْ فَزَادَهُمْ ا۪يمَانًاۗ وَقَالُوا حَسْبُنَا اللّٰهُ وَنِعْمَ الْوَك۪يلُ Âl-i İmrân Suresi 173. Ayetinin Meali AnlamıOnlar ki, bazı kimseler kendilerine “Düşmanlar sizinle savaşmak üzere ordular topladı, onlardan korkun!” dediklerinde, bu onların imanını bir kat daha artırdı da “Allah bize yeter, O ne güzel vekîldir!” mukabelesinde İmrân Suresi 173. Ayetinin TefsiriPeygamber Efendimiz’in tâkibe çıktığını haber alan Ebû Süfyan, geri dönmekten vazgeçerek Mekke’ye doğru yöneldi. Bu esnâda Abdülkays Oğulları’ndan Medine’ye yiyecek almaya giden bir kâfileye rastladı. Onlara“–Benim sözlerimi Muhammed’e ulaştırmak üzere elçilik yapsanız, buna karşılık ben de Ukaz panayırında develerinize kuru üzüm yükleyiversem olur mu?” Oğulları bu teklifi kabul edince Ebû Süfyan“–Yanına vardığınızda ona; bizim üzerlerine yürümek ve köklerini kazımak için toplandığımızı haber verin!” Oğulları, Peygamber Efendimiz’e Hamrâü’l-Esed’de rastlayıp, Ebû Süfyan’ın sözlerini naklettiler. Resûlullah اللّٰهُ وَنِعْمَ الْوَك۪يلُ Hasbünallahü ve nimel vekîl “Allah bize yeter, O ne güzel vekîldir!” buyurdu. İbn Hişâm, es-Sîre, III, 55-56; Vâkıdî, el-Meğâzî, I, 340Peygamber Efendimiz, pazartesi, salı ve çarşamba günlerini Hamrâü’l-Esed’de geçirdi, müşriklerin gittiğinden emin olduktan sonra Medine’ye döndü. İbn Hişâm, es-Sîre, III, 53Ebû Süfyân, Uhud’dan ayrılmadan önce müslümanlara bir sene sonra Bedir’de tekrar karşılaşmayı teklif etmiş, Resûlullah de bu teklife müsbet cevap Resûlü hicretin dördüncü yılında Zâtürrikâ gazvesinden dönünce, vermiş olduğu sözü yerine getirmek üzere müslümanlarla birlikte Bedir’e çıktı. Ebû Süfyân da çıkmak için hazırlanmıştı fakat hareket edeceği gün kararını değiştirdi. O esnâda henüz İslâm’a girmemiş olan Nuaym b. Mesûd’un umre için Medine’den geldiğini öğrendi. Ona“–Ben Muhammed’in ashâbına Bedir’de buluşup savaşalım» diye söz vermiştim. Vakit geldi lâkin bu sene kuraklık ve kıtlık var. Bizim için sert ve kurak bir yıl değil, belki yumuşak, otlu, sulu ve bolluk olan bir yıl daha iyi ve elverişlidir. Ben bu yıl Muhammed’le karşılaşmak istemiyorum. Fakat, karşılaşmadığım takdirde, o bize karşı cesaretlenecektir. Sen hemen Medine’ye yetiş ve dayanamayacakları kadar kuvvet topladığımı bildirerek onları Bedir’e çıkmaktan vazgeçir. Bu işi başarırsan sana yetişkin yirmi deve verelim” Süfyan sadece Nuaym ile değil, Mekke’den Medine’ye gidecek kimi bulursa aynı şekilde haberler gönderiyordu. Bir taraftan da Medine’deki münafıklar çalışıyor ve müslümanları seferden vazgeçirmeye uğraşıyorlardı. Bu gayretler neticesinde bir kısım müslümanlarda sefere çıkma hususunda isteksizlik belirmeye başladı. Cesaret ve metanet âbidesi Resûl-i Ekrem durumu öğrenince“–Varlığım kudret elinde bulunan Allah’a yemin ederim ki, yanımda hiç kimse olmasa bile, ben tek başıma Bedir’e gideceğim!” üzerine Allah Teâlâ müslümanlara yardım edip kalplerine sebat verdi. Nihâyet İslâm ordusu ticaret mallarını da yanlarına alarak Bedir’e vardı. O dönemde Bedir’de panayır kurulurdu. Efendimiz’in Bedir’e geldiğini haber alan Ebû Süfyan da yola çıktı. Mekke yakınlarındaki Merru’z-Zahrân’a gelince, Cenâb-ı Hak kalbine bir korku düşürdü. Kuraklığı bahane ederek geri dönmeye karar verdi. Ebû Süfyan, ordusuyla birlikte geri dönünce, Mekke halkı“Siz sevik yani kavut yemek için yola çıkmışsınız!” diyerek onlara “Sevik Ordusu” adını durumda mü’minlere ticâ­retten başka yapılacak bir iş kalmamıştı. müslümanlar ticâret mallarını satarak bol kâr elde ettiler. Resûlullah Bedir’de sekiz gün Ebû Süfyân ve ordusunu bekledikten sonra hiçbir nâhoş durumla karşılaşmadan Medine’ye döndü. bk. İbn Hişâm, es-Sîre, III, 221-222; İbn Sad, et-Tabakât, II, 59-60; Vâkıdî, el-Meğâzî, I, 384-389Şüphesiz ki bu durum, civâr kabileler üzerinde müslümanların lehine müthiş bir tesir meydana âyet-i kerîme bu hâdiseye de işaret etmektedir. Müşriklerin yalan yanlış propagandaları karşısında müslümanlar حَسْبُنَا اللّٰهُ وَنِعْمَ الْوَك۪يلُ Hasbünallahü ve nime’l-vekîl “Allah bize yeter, O ne güzel vekîldir!” diyerek Allah’a tevekkül edip yola çıkmışlardır. Bu davranışlarıyla yegâne yardımcı olarak Allah’ı görmüşler ve Allah’tan başka hiç kimseye ihtiyaçlarının olmadığını ortaya şekilde çok önceleri İbrâhim da, kendisi için yakılan büyük ateşe atılacağı zaman benzeri duygular içinde “Allah bize yeter, O ne güzel vekîldir!” demiştir .Buhârî, Tefsir 3/13Allah’ı ve Resûlü’nü razı etmek üzere gösterilen bu gayretin ve çıkılan bu seferin dönüşü de muhteşem olduÂl-i İmrân Suresi tefsiri için tıklayınız...Kaynak Ömer Çelik TefsiriÂl-i İmrân Suresi 173. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız... İslam ve İhsan Hasbinallah ve nimel vekil zikrinin fazileti, sırrı ve faydalarından bahsedeceğimiz bu yazımızda günde 70 defa, yılda 100bin defa “Hasbunallahu ve ni’mel vekil nimel Mevla ve ni’me’n nasîr” cümlesini zikrettiğimizde ne işe yarar gibi konulara da değiniyor olacağız. Ayrıca hasbinallah zikrinin anlamı, Arapça okunuşu ve Türkçe mealine de yer vereceğiz. “Sadece Allah Bize Yeter, O ki Ne Güzel Bir Vekildir, Bir Mevladır, Ne Şahane Bir Yardımcıdır” Hasbunallah Ve Nimel Vekil Duası Bu öyle faziletli bir dua ki, kim ki Allah’a sığınıp canı gönülden Hasbinallah ve nimel vekil okursa Allah O kişinin her ne sıkıntısı varsa elem,keder bunalma,darlık;üzüntü bunları giderip,kulunu sevince, ferahlığa kavuşturur. Ne kadar çok Allahı anar ve zikredersek Allah’ta biz kullarını darda vakit ne yapmalıyız bol bol Hasbinallah ve nimel vekil. Okumayı ihmal etmemeliyiz. Ayrıca iç sıkıntısından, maddi sıkıntıdan, ruhi bunalımdan kurtulmak için okunan sıkıntı duası ile birlikte okunursa daha iyi olur; Duanın Arapça Okunuşu Hasbunallah ve nimel vekil ve nimel Mevla ve nimen-nesir Habinallah ve Nimel Vekil Zikrinin Anlamı “Allahü Teala, bize yeter, O ne güzel vekildir. Ne güzel Mevla ve ne güzel yardımcıdır.” Arapça yazılışı كِيلُ الْوَ نِعْمَ وَ للَّهُا حَسْبُنَا Hasbinallah ve nimel vekil Duasının Faziletleri ve Faydaları Hasbünallahü Nimel Vekil cümlesini zikretmenin pek çok fazileti vardır; Hazret-i İbrâhîm’i–esir alan Nemrut’a Allah’u Telaya olan sevgisini dile getirerek,Benim Rabbim dirilten, hayat veren ve öldürendir!” sözünü der buna öfkelenen Nemrûd, O’na nasıl bir cezâ verileceği husûsunda bir toplantı yapar,herkesten fikir sorar. Henûn adında bedbaht birisi “O’nu büyük bir ateşte yakalım!” teklif Nemrut’a cazip gelir ve hazırlıklar ay süre ile ateş için odun toplanır. Câhil ve ahmak olan halk “Bu insan, bizim putlarımıza karşı çıkıyor!” diye odun taşımak için seferber odunlar toplanmış,ateş yakılmış,alevler semaya yukselmeye başlamıştır. Bütün halk, ateşin başına toplanır,Halk heyecanlıdır bir an önce İbrahim’in ateşe atılmasını sabırsızlık içinde beklemektedirler..İbrâhîm –aleyhisselâm elleri kelepçeli ve ayakları prangalı bir şekilde ateş yakılan yere ,meydana öyle yüce bir gönüle sahiptiki,çok zor durumda olmasına rağmen büyük bir teslîmiyet ve tevekkül içindeydi. Gönlünde ölüme dair en ufak bir korku ve endişe yoktu. Nemrûd ve halkı O’nun ateşe atılacağı anı beklerken askerler alevlerden dolayı ateşe ateşe atarız diye düşünürken, mancınıkla atılmasına karar verirler. Yerdeki ve gökteki melekler, üzüntü içinde “Aman yâ Rabbî! Sen’i en çok zikreden İbrâhîm -aleyhisselâm- ateşe atılıyor! O Sen’i bir an bile unutmayan bir peygamberdir! O’na yardım etmemiz için bize izin verir misin Allâh’ım?” diye yalvarırlar. Allâh Teâlâ’nın izin vermesi üzerine melekler İbrâhîm -aleyhisselâm-’ın yanına gider. “Rüzgârlar emrime verildi. Arzu edersen ateşi darmadağın edeyim!” der.. Diğer bir melek ise “Sular emrime verildi. İstersen ateşi bir anda söndüreyim!” dedi. Bir başka melek ise “Toprak emrime verildi. Dilersen ateşi yere batırayım!” dedi. İbrâhîm -aleyhisselâm– ise, Allah tarafından gönderilen meleklere “Dost ile dostun arasına girmeyin! Rabbim ne dilerse ben ona râzıyım! Kurtarır ise, lutfundandır. Eğer yakar ise, kusûrumdandır. Sabredici olurum inşâallâh!” diye meleklerin yardımını reddetti. İbrâhîm -aleyhisselâm- Mancığa konup ateşe atılmak üzere iken Hasbinallah ve nimel vekil .“Allâh bize yeter, o ne güzel vekîldir. diyerek, Allâh’a karşı eşsiz bir teslîmiyet sergilemişlerdir. Buhârî, Tefsîr, 3/13 Yüce Allah derhal buyurdu Ey ateş! İbrahim için serinlik ve esenlik ol! Enbiyâ – 69 Mancınıkla fırlatılan Hz. İbrahim ateşin tam ortasına düştü ama düştüğü yer yemyeşil çimen oldu, yerden tatlı, serin su fışkırdı ve ateş Hz. İbrahim’in sadece el ve ayak bağlarını yaktı. Hasbunallahu ve ni’mel vekil okumanın Faydaları Genelde “Hasbunallah ve nî’mel vekîl” sıkıntılı,bunalmış bir halde darda kaldığımızda Allah’ım sen bize yol göster,sabrımızı artır manasında dilimizden düşürmediğimiz bir kızgınlık anında karşımızdaki kişiyi kırmamak ve sukunetimizi korumak için,bol bol “Hasbiyallah ve nî’mel vekîl”okumanın ne gibi faydaları vardır bunları sizlerle paylaşmak istiyoruz. Peygamberimiz rkulara karşı en kesin güvence, “Hasbünallah ve nî’mel vekîl”i sürekli zikretmemizi buyuruyor. Hasbinallah ve nimel vekil 70 bin kez okumanın faydası Eğer çok büyük bir sıkıntı içinde isek,bir an önce içinde bulunduğumuz darlıktan çıkmak istiyorsak, kişi kendisine 70 bin defa Hasbünallahü ve ni’mel vekil okuması izni ile şifa süresi hakkında kesin bir bilgi yoktur,peyder pey okunabilinir her okumaya başlamadan niyetini aynı yapar. “Hasbinallah ve nî’mel vekîl”her gece 1900 defa okumanın faydası “Hasbunallahu ve ni’mel vekil,günde 100 defa okumanın faydası Hasbunallahu ve ni’mel vekil hangi ayete ait “Hasbiyallah ve nî’mel vekîl” Ali İmran suresi 173. ayete aittir. ALİ İMRAN-173 ayeti için 40 meâl bulundu. İbni Kesir 3/ÂLİ İMRÂN-173 meali, “sizinle savaşmak için bir ordu oluşturdular, korkun onlardan” dediklerinde; bu haber onların bilakis imanını arttırdı da şöyle cevapladılar “allâh yeter bize, o ne güzel vekil’dir!” olan ayet. arapçası ellezîne kâle lehumun nâsu innen nâse kad cemeû lekum fahşevhum fe zâdehum îmânâîmânen, ve kâlû hasbinallah ve nimel vekil . hasbunâllâhu ve ni’mel vekîl tefsiri İnsanlar korku içinde; savaş hazırlığı yapan orduyaDüşmanlarımız size karşı daha büyük bir güç oluşturma çabasındalar ve bir çok ordu toplamışlar, onlardan korkun. Dedikleri bu söz ordumuzun imanını daha da artırıp,güçlü olmalarına vesile hep bir ağızdan şöyle bize yeter. O ne güzel vekildir,Bunun üzerine orduyu güçlü gören halk ,içindeki korkuyu atmıştır./ Muhammed Esed 3/ÂLİ İMRÂN-173 Risale-i Nur Külliyatı-Dördüncü Şûa - Hasbünallahu ve ni'mel vekil...-2 DÖRDÜNCÜ ŞUÂ-2. aleyhisselam'ın ateşe atılırken yaptığı duasıdır. Hasbunallahu ve ni'mel vekil Tevbe suresinin son iki ayeti Risale-i Nur Külliyatı-Dördüncü Şûa - Hasbünallahu ve ni'mel vekil...-3 DÖRDÜNCÜ ŞUÂ-3 Risale-i Nur Külliyatı-Dördüncü Şûa - Hasbünallahu ve ni'mel vekil...-4 DÖRDÜNCÜ ŞUÂ-4 D. 4. Şua. 4. Şuâ. 4. şua. 4. şuâ. Dördüncü Şua. Dördüncü Şuâ. Dördüncü şua. Dördüncü şuâ. DÖRDÜNCÜ ŞUA DÖRDÜNCÜ ŞUÂ ŞUÂLAR Ayet-i hasbiye Hasbi. Hasbihal Hasbihal 2 Hasbihal-2/1 Hasbihal-2/2 Hasbihal-2/3 Hasbihal-2/4 Hasbihal-2/Osmanlıca Hasbunallah Allah bize yeter Allah bize yetişir Hasbunallahu ve ni'mel vekil Tevbe suresinin son iki ayeti Ondördüncü rica RNK/Hasbi Yirmi İkinci Lem'a وَمَنْ يَتَوَكَّلْ عَلَى اللهِ فَهُوَ حَسْبُهُ اِنَّ اللهَ بَالِغُ اَمْرِهِ قَدْ جَعَلَ اللهُ لِكُلِّ شَيْءٍ قَدْرًا حَسْبُنَا اللّٰهُ وَنِعْمَ الْوَكٖيلُ İçindekiler 1 Dördüncü Şuâ Birinci Mertebe-i Nuriye-i Hasbiye İkinci Mertebe-i Nuriye-i Hasbiye Üçüncü Mertebe-i Nuriye-i Hasbiye Dördüncü Mertebe-i Nuriye-i Hasbiye Beşinci Mertebe-i Nuriye-i Hasbiye Birinci Mesele İkinci Mesele Üçüncü Mesele Birinci Vecih İkinci Vecih Üçüncü Vecih Dördüncü Mesele Altıncı Mertebe-i Nuriye-i Hasbiye Birinci Bürhan İkinci Bürhan’ın beş noktası var Birinci Nokta İkinci Nokta Üçüncü Nokta Dördüncü Nokta Beşinci Nokta Üçüncü Bürhan’ın üç nüktesi var Birinci Nükte İkinci Nükte Üçüncü Nükte 2 Elbâb-ül Hâmis Bir zaman ehl-i dünya beni her şeyden tecrit ettiklerinden beş çeşit gurbetlere düşmüştüm. Ve ihtiyarlık zamanımda kısmen teessürattan gelen beş nevi hastalıklara giriftar olmuştum. Sıkıntıdan gelen bir gafletle, Risale-i Nur’un teselli verici ve meded edici envarına bakmayarak, doğrudan doğruya kalbime baktım ve ruhumu aradım. Gördüm ki gayet kuvvetli bir aşk-ı beka ve şedit bir muhabbet-i vücud ve büyük bir iştiyak-ı hayat ve hadsiz bir acz ve nihayetsiz bir fakr, bende hükmediyorlar. Halbuki müthiş bir fena, o bekayı söndürüyor. O haletimde, yanık bir şairin dediği gibi dedim Dil bekası, Hak fenası istedi mülk-ü tenim Bir devasız derde düştüm, âh ki Lokman bîhaber. Meyusane başımı eğdim; birden حَسْبُنَا اللّٰهُ وَنِعْمَ الْوَكٖيلُ âyeti imdadıma geldi, dedi “Beni dikkat

hasbunallahu ve ni mel vekil ayeti arapça