Ülkelerinidünyanın merkezine koyan ve komularına küçümsemeyle bakan Mısırlılar, güney komularını (kendi üstünlüklerine kıyasla) aşağı öteki olarak görme eğilimindedirler 4.4 Milyon Yıllık İskelet İlk İnsanların Nasıl Dik Yürüdüklerini Açığa Çıkarabilir. Araştırmacılar, en eski homininler (fosil insan akrabalar) tarafından kullanılan hareket davranış türleri hakkında karşılaştırmalar yapmak için Ardi’nin elinin şeklini son zamanlardaki insanları ve maymunları temsil eden Dünyanın şeklini tepsi gibi düşünen çok fazla insan bulunmaktaydı. Bu insanlar denizde fazla ileriye gidemezlerdi. Eğer çok ileriye giderlerse kenarından bir boşluğa düşeceklerini Eski Mısır’da her tapınakta en yüksek mertebeden rahiplik görevi Firavun’a aitti, ancak çoğu zaman bu görevi onun adına baş rahip üstlenirdi. Koca Firavun’un başka işi yok tebasına vaaz verecek, oldu. 11. M.Ö 2600 yılında yapıldığı düşünülen, Djoser’e ait ilk piramidin etrafı 10 metre yüksekliğinde ve 15 Mısır bilimciler, bulunmuş olan birkaç matematik papirüsü sayesinde antik Mısırlılar’ın hesaplama ve ölçümleme sistemleri hakkında bazı şeyler bilmektedirler. Bunlar, o zaman ortaya çıkan bazı sorunların nasıl çözüldüklerini göstermektedir. En ünlülerinden biri, bugün British Museum’da sergilenen Rhind Matematik Eski zamanlarda insanlar dünyanın şeklini doğru olarak biliyorlarmış. ) Dünyanın şeklinin yuvarlar olduğunu ilk söyleyen bilim insanı Pisagor dur. ) İnsanlar eskiden dünyanın bir öküzün boynuzları üzerinde durduğunu zannediyorlarmış. EMrdiAr. Diğer eski Mısırlılar nasıl gömüldü? Eski Mısırlılar doğru bir şekilde gömülmenin çok önemli olduğuna inanırlardı. Doğru bir şekilde gömülmek onların "yaşamsonrası"nda tekrar dirilmelerine izin verirdi. Bu yüzden, parası yeten çoğu kişi, iyi şekilde gömüldüklerinden emin olmak için zamanlarının ve enerjilerinin çoğunu harcarlardı. Çoğu sıradan eski Mısırlı muhtemelen çöle gömüldü. Akrabaları vücutlarını basit bir elbiseye sarıp, onları hergün kullanılan nesneler ve yiyeceklerle gömdüler. Daha güçlü olanlar, daha iyi bir gömülme şeklini karşılayabilirlerdi. Bazı sanatkarların ve işçilerin mezarları içinde mumyalaştırılmış bir vücudun yanında ekmek, meyve, muska ve "yaşamsonrası" için ev eşyaları bulundu. Soylular ve çok çok zengin insanlar genelde "mastaba" diye adlandırdığımız, mezarlara gömülürdü. Bu tip mezarlar bir yer altı bölmesine ve yer üstünde bir tapınağa sahipdi. Bu mezarlar kişinin mumyalaştırılmış vücudunu, yanında da yiyecek, mücevher ve özel eşyalarını barındırırdı. Kaynak Türkçe Çeviri Burak Şenel Tarihin bütün devirlerinde ve toplumlarında karşılaşılan, evrensel bir olgu olan din, içten ve dıştan kuşattığı insanın düşünce ve davranışlarında kendini gösteren bir disiplindir. Kişi, tarih boyunca kendisinin insanüstü bağları bulunduğunu, ihtiyaçları için onu aşan bir yüce kudrete yönelmesi gerektiğini düşünmüştür. Tarih boyunca insanlar kendilerine gece ve gündüzün nasıl meydana geldiğini, dünyanın nasıl oluştuğunu, insanların nasıl yaratıldığı gibi soruları sormaya başmış ve bütün bunları yarattığını düşündüğü yüce varlığa karşı sorumluluklarını yerine getirmek için nasıl davranacaklarını bilmek istemişlerdir. Eski Mısırlılar da çevrelerinde meydana gelen tabiat olaylarını açıklamak için üstün bir varlığa inanmış ve bu varlıkları tanrı olarak düşünüp onlara isim ve şekil vermeye başlamışlardır. Bir diğer düşünceye göre ise insanların çevrelerinde olup bitenleri anlama ve idrak etme merakları dinleri ortaya çıkmasına sebep oldu. Böylece tarih öncesi dönemden gelen doğa ile ilgili totem ve büyü düşüncelerini anlama merakı Mısır halkının dindar bir toplum olmasını sağladı. İnsanlar, medeniyet anlayışlarını geliştirdikçe dini yaşantıyı hayatlarına daha çok uygulama imkânı bulmuş ve inançlarına olan bağılıkları artmıştır. İnsanoğlu dış tehditlere karşı kendilerini savunacak çok güçlü bir varlığın olduğuna inanıyordu. İnsanlar inandıkları varlıkları şekillendirmek ihtiyacı hissettikleri için totemler oluşturup bunlara tapmaya ve hatta ibadet etmeye başlamışlardır. Örneğin; Sümer, Hitit, Kaldeli ve Mısırlılara göre dağ’lar “ışık ve nur âlemi olan gökyüzünün direği” gibi görülmektedir. Bu nedenle bu toplumlar dağları totem olarak kabul etmekteydiler. Her toplumun dini inancı içinde yaşadıkları coğrafyaya paralel olarak şekillenmiştir. Nil kenarındaki verimli tarlalarda yerleşmiş olan Mısırlıların dini inancı ile diğer bölgelerde yaşayan insanların dini inançları arasında farklar mevcuttu. Mısır toplumunda kendi gündelik yaşamlarına uygun, hayvanlarını ve tarımsal faaliyetlerini koruyacak bir din ortaya çıkarmıştır. Mısırlılar güneşin doğuşuna baktıklarında, gökyüzünün yıldızlarla kaplı olmasında, yıl boyunca her gün ayın aynı şekilde büyümesinden, şimşek çakmasından, bulutların gidip gelmesinden, yeryüzünde birçok tanrı olduğunu ve bunların sürekli birbirleriyle mücadele ettiklerini düşünmüşlerdir. Mısırlıların inançlarına göre bu doğa olaylarından her biri bir tanrıya işaret etmekteydi. Mısır toplumunda dağ, nehir, rüzgâr gibi doğa olaylarının kendilerine yakın gökyüzündeki güneş, ay ve yıldızların ise kendilerine uzak olan kutsal varlıklar olduklarına inanmışlardır. Güneş, ay ve yıldızlar gibi uzaktaki varlıkları kendilerine yaklaştırmak için onları bir totem inancı haline dönüştürmüşlerdir. Bunların her birine bir isim verdiler. Nil Nehri’nin tanrısına “Habi”, güneş tanrısına “Ra”, gökyüzü tanrısına “Nut” ve yer tanrısına “Cıb” adını verdiler. Güneşin doğuşu ve batışını da Ra tanrısının seferi, güneş tutulması ve ay tutulmasına da Ra tanrısının hoşnutsuzluğu olarak düşünmüşlerdir. Havayı ve onunla bağlantılı olan rüzgârı tanrı Amon’un kanatları ile oluşturduğunu düşünmüşlerdir. Mısırlılar timsah, yılan gibi bazı ölümcül hayvanlar ile boğa ve inek gibi kendilerine yararlı hayvanları da tanrı olarak kabul etmişlerdir. Bunların yanında tilki gibi hareketli ve sinsi hayvanları da tanrılaştırmışlardır. Mısırlıların inançlarına göre bu hayvanların içinde ilahi bir güç bulunmaktaydı. Bütün hayvanlara değil içlerinden seçtikleri sadece birine ibadet ediyorlardı. Bu yüzden istedikleri zaman hayvanları kesebilirlerdi. Hayvan kesmek herhangi bir günah veya cezaya neden olmazdı. Mısırlıların inançlarına göre tanrı şeklinde düşündükleri hayvanlar arasında da alışverişler, sevgi, nefret ve ceza gibi olaylar görülmekteydi. Bu nedenle çoğu ilahlarını tasvir ederlerken yarı insan yarı hayvan şeklinde çizerlerdi. Bu tanrıların ya baş tarafı hayvan bedeni insan ya da baş tarafı insan bedeni hayvan olmaktaydı. Mısır uygarlığının yapısının şekillenmesinde en büyük rolü, başından itibaren din ve özellikle de firavunun tanrısallığı dogması oynamıştır. Çok Tanrıcılık Mısır tarihi boyunca, iki binden fazla tanrı veya tanrıçaya inanılmıştır. Bu tanrılar veya tanrıçalar sadece bir kasabaya ait oldukları gibi bir bölgeye de ait olabilmişlerdir. Şehrin önemine göre tanrıların da önemi artmaktaydı. Örneğin, Eski Krallık Dönemi’nde 2686–2181 Menfis şehrinde Tanrı “Ra” meşhur iken Yeni Krallık Dönemi’nde 1550–1069 Teb şehrinde Tanrı ”Amon” meşhurdu. XII. Sülale Devri’nde 1985–1795 Amon sadece bir kısım insanın inandığı bir tanrı idi. Çok bilinmeyen bir tanrı olan Amon’un daha da tanınmasını sağlamak için ismi “Amon-Ra” şeklinde değiştirdi. Amon-Ra olduğu zaman değeri arttı. Teb Kralı Mısır’ı işgale gelen Hiksosları yendiği zaman tanrı Amon-Ra’nın şanı ve önemi en yüksek mertebeye ulaştı. XVIII. Sülale Dönemi’nde 1550–1295 Akhenaton’un Aton tanrısını benimsemesiyle beraber Tanrı Amon-Ra’nın ünü yok olmaya başladıysa da Akhenaton’un ölümünden sonra eski itibarına kavuştu. Mısırlılar kendileri dışındaki milletlerin dinlerine de hoşgörülü davrandıkları için onların tanrılarına da tapmışlardır . Mısır Medeniyetinin din anlayışını öğrenmek istiyorsak onların tanrılarını bilmemiz ve bu tanrılar için verdikleri kurbanlar ile kutladıkları bayramları bilmemiz gerekmektedir. Mısır’ın En Önemli Tanrıları * Amon Teb şehri tanrılarının kralı olan Amon, zayıf ve güçsüzlerin koruyucusudur. İsminin anlamı “gizlenmiş”tir. Amun’un başı genellikle “şahin” şeklinde, başında iki şahin tüyü bulunan ve yakışıklı bir insan figürü olarak temsil edilir. Amon’un kendi kendisini yarattığı düşünülür. “Mut” tanrısı ile evlenmiştir. Tanrı Khonsu ay tanrısı onların çocuğudur. Orta Krallık Dönemi’nde 2040–1795 “Amon” ve “Ra” tanrıları birleşerek Amon-Ra adını aldı. * Ra Güneş tanrısı olan Ra, Eski Mısır’daki en önemli tanrıdır. Birçok tanrı ile birleşen Ra’nın gövdesi insan fakat başında tüyler olan bir şahin görünümündedir. Tanrı Ra’nın ibadet merkezi Heliopolis’tir. IV. Sülale Devri’nden 2615– 2494 itibaren Eski Mısır’ın resmi tanrısı olmuştur. * Aton Anlamı Güneş küresidir. Yeni Krallık Dönemi’nde 1550–1069 Tanrı Aton’na olan inanç arttı. Özellikle Akhenaton döneminde çok meşhur oldu. Diğer bütün ilahların yerini tutup Mısırdaki tek ilah oldu. Güneş ve güneş ışığı şeklinde olup anlamı kâinata hayat verendir. İbadet merkezi Akhenato’un yaptığı el- Amorine şehridir. * Horis Horus Başı kartal, gövdesi insan şeklinde tasvir edilen Tanrı Horis’in başının üzerinde güneş çemberi vardır. Horis, Tanrı Osiris ile Tanrıça İsis’in oğludur. Çoğu zaman “kanını yerde bırakmayan” ismiyle çağrılırdı. Çünkü Tanrı Siti tarafından öldürülen babasının intikamını almıştır. * Hıthur Kadınların nazarında aşk ve eğlence tanrısı olan Hıthur aynı zamanda savaş tanrısıydı. Çünkü Tanrı Ra’yı koruyup her zaman onun düşmanlarını yenmiştir. Kült merkezi Yukarı Mısır’da yer almaktaydı. İbadetleri bütün Mısır toplumunda yer bulmuştur. Hatta Mısırlılar bütün yabancı tanrılara da Hıthur demekteydi. * Sit Said şehrinin tanrısı olup fırtınaları temsil etmektedir. Gökyüzünde şimşek sesi ile bağıran ve yeryüzünü deprem ile sallayanın Tanrı Sit olduğuna inanılır. Güç ve kuvvetin sembolü olup krallara nasıl ok atılacağını öğretmiştir. Eşek şeklinde fakat kuyruğu ok şeklinde tasvir edilmiştir. Kırmızı renktedir fakat Mısırlılar kırmızı renkten nefret ederlerdi. * Bıtah Menfis şehrinin tanrısı olan Bıtah, insanı çamurdan yarattığı gibi haykeltraşlık dâhil tüm sanatların ve sanatçıların da tanrısı olarak kabul edilmektedir. İnsan şeklinde olup, saçı yoktur, sakalları azdır, üzerinde bir gömlek bulunmaktadır. Ensesindeki sembol sonsuzluğun simgesidir. * Atom Atom’un anlamı kusursuzdur. Kendi kendini yaratmıştır. İnsan şeklinde olup başında bir çift taç ve elinde bir asa bulunmaktadır. Tanrı Ra ile birleşerek Atom- Ra adını almıştır. * Osiris Geb ve Nut’un oğlu olup İsis’in kocasıdır. Efsaneye göre kardeşi Seth tarafından öldürülmüştür. Yer ve bitkilerin tanrısı olan Osiris öldükten sonra tekrar dirilerek ölüm ve ahiretin tanrısı olmuştur. Öldükten sonra orijinal mumya olmuştur. İnsan şeklinde olup çeşitli renklerde tasvir edilmiştir. Siyah renk ölmesini, beyaz renk mumya şeklinde olmasını, yeşil renk tekrar dirilmesini ifade etmektedir. Ayrıca sellerin ilahıdır. İbadet merkezi Abydos şehridir. * İsis İsis, Osirisin kardeşi ve eşi olup, Horis’in annesidir. Kadın şeklinde tasvir edilmiştir. Sihrin tanrısı ve çocukların koruyucusudur. Başındaki tacında iki boynuz bulunmaktadır. İki boynuzunun ortasında güneş simgesi bulunmaktadır. Ölüleri koruyan dört tanrıdan biridir. * Anubis Eski Mısır’ın Eski Krallık Dönemi’ne 2686–2181 ait olan Anubis ismi “Kralın Çocuğu” anlamına gelmektedir. Necropolis şehrinin tanrısı olup, çakal veya çakal başlı insan olarak temsil edilmektedir. Mezarlıkları himaye ettimesinin yanı sıra mumyalama tekniği uzmanlarının tanrısı olarak da kabul edilir. Mumyalamayı yapan ilk tanrı olup Osiris’in mumyalamasını da o gerçekleştirmiştir. * Renenutet Mısırlıların bereket şans ve verimli arazilerinin tanrıçasıdır. İnsanlara yiyecek ve içecek veren tanrı Renenutet’dir. Kralın koruyucusu olarak kabul edilir. Başı kobra yılanı şeklinde olup, gövdesi kadın şeklinde tasvir edilmiştir. İbadet yeri Fayum şehridir. * Maat Mısır dininin ve düşünce sisteminin merkezinde gerçeğin ve evrensel dengenin somutlaştığı Maat tanrıçası bulunmaktadır. Tanrı Ra’nın kızı olan Maat, adalet, kanun ve düzeni temsil etmektedir. Başında beyaz bir deve kuşu tüyü bulunmaktadır. Bu tüyler doğruluğu sembol etmektedir. Mısırlılar diğer dünyada yaşamlarına devam etmek için günlük hayatlarında Tanrıça Maat’ı takip etmek zorundaydılar. Mısır dini inancına göre ölümden sonra kişinin kalbi Tanrıça Maat’ın tüyleri ile tartılırdı. * Ebis İnsanların çoğalmasının tanrısıdır. Menfis şehrinin tanrısıdır. Boğa şeklinde olup başının üzerinde güneş ve kobra yılanı sembolü bulunmaktadır. Bütün vücudu hayvan şeklinde olan ilk tanrıdır. * Hınum-Ra Birçok sıfatı olan Hınum-Ra, koç şeklinde tasvir edilmiştir. Bazı resimlerde başı koyun şeklinde olup gövdesi insandır. Cendel bölgesinin tanrısıdır. * Khonsu Ay tanrısı olup, ibadet yeri Teb şehrindedir. Amon’un oğlu ve eşi olarak kabul edilir. Eski Krallık Dönem’inde 2686–2181 tanrı olarak kabul edilmişse de asıl önemini Yeni Krallık Dönemi’nde 1550–1069 elde etmiştir. Şahin başlı ve başında ayın hilal şekli olan bir genç olarak tasvir edilmiştir. Başında aşağı dökülen saçlarının ucunda birçok asa bulunur. * Rı-Hur-Ihti Ra tanrısının bir şekli olup, başı kartal gövdesi insandır. Başının üzerinde güneş sembolü bulunur. * Sobek Mısır’ın birçok şehrinde bu tanrıya inanılırdı. Başlıca ibadet şehirleri Fayum ve Kom-ombo’dur. Özellikle Orta Krallık Dönemi’nin sonlarından İkinci Ara Dönem’e kadar popüler olmuştur. Bazen tümüyle timsah bazen de başı timsah gövdesi insan şeklindedir. * Sant Fetin şehrinin tanrısıdır. Kadın şeklinde olup, başının üzerinde tanrı Nıh- Bıt’ın sembolü vardır. * Sakhmet Menfis tanrısı Ptah’ın eşi ve Tanrı Re’nin kızıdır. Sıhmıt, hasetin tanrısıdır. Göz bebeğin şeklinde tasvir edilmiştir. Başının üzerinde kobra yılanı ve güneş sembolü vardır. Ayrıca dişi bir aslan başlı insan figürü şeklinde de tasvir edilmiştir. Burada kralın düşmanlarını yok eden, şiddetli bir şekilde kana susamış bir tanrı olarak görülmüştür. * Sıker Mezarlıkların tanrısı olan Siker, ismini Menfis’deki mezarlıktan almıştır. Sakkara şehrinin ismi bu tanrının isminden gelmiştir. Başı kartal, gövdesi insan şeklinde tasvir edilmiştir. Elinde birçok din sembolü bulunmaktadır. Eski Krallık Dönemi’nde 2686–2181 Tanrı Bitah ve Osiris ile birleşerek Bitah-Sıker-Osiris ismini aldı. * Nit San-Hecer şehrinin tanrıçası olup kadın şeklinde tasvir edilmiştir. San-Hecer XXVI. Sülale Devri’nin 657-625 başkentidir. Mısır toplumunda oldukça saygınlığı olan bir tanrıçadır. * Fitah I. Sülaleden itibaren Menfis şehrinin tanrısıdır. Mumya şeklinde olup, Mısır inançlarına göre bütün tanrıların tanrısıdır. * Montu Savaş tanrısıdır. Başı bazen kartal bazen de boğa şeklindedir. Hırmot şehrinde özel bir konuma sahip durumdaydı. XI. Sülale Devri’nde 2125–1985 popüler oldu ve Tanrı Amon’u bu dönemde gölgede bıraktı. * Min Yağmur, bitki ve üremenin tanrısıdır. Bu tanrıya adak olarak marul adanırdı. Kıptus şehrinde kendisine ibadet edilirdi. * Nephthys Geb ve Nut’un kızı olup İsis, Osiris ve Seth’in kardeşidir. Aynı zamanda Seth’le evlidir. İsminin anlamı ev hanımıdır. Aşağı Mısırda kendisine ibadet edilirdi. * Nekhbet Merhametin tanrısıdır. Yukarı Mısır’ın tanrısı olup kült merkezi Kab şehridir. Akbaba figürü şeklinde tasvir edilirdi. * Cıb Yer tanrısı olup, dağların yaratıcısıdır. Beyaz ördek veya ördekbaşlı bir erkek şeklinde tasvir edilmiştir. Yüzü bazen hayatı temsil eden yeşil renktir bazen de verimli toprakların rengi olan siyahtır. * Wadjet Yeşil kadın anlamına gelen Wadjet, Aşağı Mısır’ın tanrısıdır. Güneşin doğduğu yerin koruyucusudur. Bazen iki başlı bir aslan bazen de iki aslan şeklinde tasvir edilirdi. İki başlı aslanın adı “Du” ya da “Tu”, iki aslana ise “Sıf” ismi verilmiştir. Bunların anlamı bugün ve yarındı. İbadet merkezi Liyonupolis’tir. * Mut Amon tanrısının eşi olup, ibadet merkezi Teb şehrindedir. Kadın şeklinde tasvir edilip başında bir taç bulunmaktaydı el-Haccac, 2000 28-34. * Hapy Nil Nehri’nin tanrısıdır. Mısır inancında hayrın, sahipliğin sembolüdür. Kadın-erkek karışımı bir şekli vardır. Horus’un oğludur. Eski Mısır toplumu dönemini diğer toplumlarına kıyasla günlük hayatında dini inanışlarını daha sık ve düzenli bir şekilde yerine getirmişlerdir. İbadetler gündelik işlerinde ve yaşamlarında önemli bir yer tutmaktaydı. Birçok belgede insanların ibadet ettiklerine dair ayrıntılı anlatımlar görmekteyiz. Papirüslerin çoğunda dini inancın nasıl oluştuğu ve toplum üzerindeki etkisinden bahsedilmektedir. Mısırlılar ölümden sonra tekrar dirileceklerini ve ahirette hesap vereceklerine inanmaktaydılar. Tanrının ismini söylemeden hiçbir işe başlamazlardı. Bir işe başladıkların da tanrılarına bu iş için dua ederlerdi. Eski Mısır toplumunda tapınaklarda yapılan günlük ibadetleri birbirine benzeyip, genellikle şu şekilde sürdürülürdü Tapınakların yanında mukaddes bir göl vardı. Kâhinler her gün bu gölde tanrı heykellerini yıkardı. Daha sonra tanrı heykellerini tapınağın içine yerleştirip içeride kutsal ateşi yakarlardı. Tapınağın içinin güzel kokması için hoş kokular veya tütsüler yakılırdı. Bu işlemlerden sonra kâhinler tanrıya birkaç defa secde edip, ilahi söylerlerdi. Bu şekilde tanrı heykelinin etrafında üç defa dönerlerdi. Ondan sonra tanrının günlük süslemesini yaparlardı. Kırmızı, beyaz ve yeşil ketenleri etrafına sararlardı. Biraz hoş koku sürdükten sonra, gözlerine siyah ve yeşil sürme sürerlerdi. Daha sonra ise önüne ekmek, ördek eti, inek eti ve gülleri adak olarak koyarlardı. Bütün bu günlük merasim bittikten sonra etrafı iyice temizleyip, tanrının bulunduğu odanın kapısını kilitleyip mühürlerlerdi. Bütün bu gündelik işleri yaparlarken kâhinler beraberinde ilahi söylerlerdi. Hayvan İbadetleri Mısırlıların dini hayatlarında hayvanlara yapılan ibadetlerde önemli bir yer teşkil etmekteydi. Mısır toplumunda dini inançların ilk geliştiği dönemlerde itibaren hayvanlara ibadet etmek yaygındı. Hayvanlara tapmanın başladığı dönemlerden beri insanlar anlaşılmaz gördükleri her şeyi tanrılaştırmışlardır. Hayvanlara tapma geleneği ilk olarak Mısırlılarda orta çıkmıştır. Mısırlıların hayvanlara tapmalarının nedeni ya onlardan korktukları için Aslan, timsah ya da onlardan faydalandıkları inek, kedi, ördek içindir. Çoğu büyük tapınakta kapılarının üzerinde kutsal hayvanların resimleri bulunurdu. Bu hayvanların kutsallık dereceleri değişmekteydi. Yaygın inanca göre boğa ve kartal çok kutsaldı. “Atfo” Tapınağının içinde canlı kartallara özgü bir oda bulunurdu. Tapınakta ekim mevsimi ayının ilk günü kartal, yılın tanrısı olarak seçilirdi. Mısırlılarda öküzlere çobanları dışında kimse el sürmezdi. Çünkü inançlarına göre öküz temiz bir hayvan değildi. Bu nedenle öküze temas edenin Nil Nehrinde yıkanması gerekirdi. Eski Mısır’da Bayramlar Bayram kelimesi güzel günlerin, temiz elbiselerin, akraba ziyaretlerinin, tatil günlerinin anlamında olup Eski Mısır’da bayramlar kutlanmaktaydı. Eski Mısır’da yıl içerisinde kutlanan bayramlar dini bir mahiyete sahipti. Bu bayram merasimlerini tapınakların üzerindeki resimlerde görmekteyiz. Mısırlılara ait birçok ilahide de bayramlardan bahsedilmektedir. Eski Mısır takvimine göre bazı bayramlar her yıl kutlanırdı. Bu bayramlardan bazıları sadece bir tanrıya aitti. Bayramlarda tanrının heykeli insanların omuzları üzerinde dışarı çıkarılır ve tapınakta müzik şenliği başlardı. Heredotos, Bütün Mısır toplumunda her ne kadar kutlamalar birbirinden farklı olsa da bayram kutlamalarının aynı günde yapıldığını bildirmektedir. Bayram günlerinde halk Firavun’un yanına gitmezlerdi ta ki kendisi çıkana kadar. Firavun kölelerinin omuzları üzerindeki bir tür taşıma aracına binerek şehrin etrafında dolaşırdı. Bazı noktalarda durarak mola verirdi. Mısırlılar Firavun’un dışarı çıkma olayına Mısırlılar “tanrının dışarı çıkması” şeklinde isimlendirirlerdi. Çünkü onların inançlarına göre firavunlar da tanrı idi. Kâhinler bayramları yıl içerisindeki günler arasında paylaşmışlardı. Eski Mısırda En Önemli Bayramlar Yılbaşı Bayramı Nil Nehri sularının artmasını müteakip bir doğa olayı ortaya çıkar. Bu olay yetmiş gün gözükmeyen ve “Subdid” adı verilen bir yıldızın gökyüzünde görülmesidir. Bu yıldızın ortaya çıktığı zaman yılın ilk mevsiminin ilk ayının ilk günü olup o gün yılbaşı bayramı olarak kutlanılır. Bu olay Beyt’ül Hayat Hayat Evi adı verilen kitapta yazılıdır. Bu kitapta Mısırlıların Eski Krallık Dönemi’nden 2686–2181 hemen hemen Romalılar döneminde kadar olan doğa olayları, bayramları, dinleri, tanrıları yazılmıştır. III. Ramses, “Habu” şehrindeki tapınağında Tanrı Subdit’in bayram gününü Subdit yıldızının ortaya çıktığı gün olan yılın ilk gününde kutladığını yazdırmıştır. Kralların Taç Giyme Bayramı Kralların taç giyme bayramları Mısır tarihinin başlangıcından itibaren en eski geleneklerine göre yapılırdı. Bu günde yeni bir döneme girilirdi. Kral “Mirin-Bıtah”ın taç giyme bayramına ait ele geçirilen bir belgede bu gün için “adalet zalimleri yendi, beklediğimiz ay vaktinde doğdu, biz bu günden itibaren mutlu ve huzurlu bir şekilde yaşayacağız” denilmiştir. Kralın taç giyme bayramı Mısır’daki resmi bayramlardan biri idi. Krallar veraset sistemine göre ülkeyi yönettikleri için her kral değiştiğinde bu bayram da kutlanırdı. Bu veraset ya babadan oğla ya da oğlu olmaması durumunda kızın evliliği ile damadına geçerdi. Hırmu-Hıb kralın emri altında bir komutan iken Nefertiti’nın27 kız kardeşiyle evlenerek kral olmuştur. Bu da verasetin damada da geçebileceğinin kanıtıdır. Kralın taç giyme bayramı konusunda iki görüş vardır. Bunlardan ilkine göre eski kralın ölümünden sonraki gün taç giyme bayramı kutlanırdı. Diğer görüşe göre kral, krallık alametlerini ve unvanlarını aldıktan sonra bayram birkaç gün süren bayram kutlanırdı. Bu işlemlerden sonra kral tamamıyla kutsiyetini kazanırdı. Bu bayramda çeşitli kutlama merasimleri düzenlenirdi. Bu merasimlerde Sit ve Horis tanrılarının sembolü olan hayvan şekilli maskeleri kâhinler giyerek ilahiler eşliğinde eğlenirlerdi. Krallar da başka tanrıların maskelerini takardı. Bu bayramdaki en önemli olay tapınakta bulunan ve hayat suyu denilen bir su ile tanrının yıkanmasıdır. Bu merasimden sonra kırmızı ve beyaz renklerine sahip tacı kral başına geçirme süreci başlardı. Bu iki renkten oluşan taç Aşağı ve Yukarı Mısır’ı temsil ederdi. Bu taç ilk Kral Mina’nın iki Mısır’ı birleştirdiği gün başına taktığı taçtır. Böylece hâkimiyet veraseti yerini bulurdu. Daha sonra kral tanrının huzuruna çıkar orada kralın unvanları okunur, dizleri üzerine çöküp tacı başına geçirilirdi. Bundan sonra bayram tamamen kutlanmaya başlanırdı. Bu olay Eski Mısır’da kralın taç giyme günü bayramı olarak kutlanırdı. Sed Bayramı Eski Mısır’daki en eski bayram olan Sed bayramı, Kral Nıermır-Mina zamanından beri kutlanmaktadır. Bu bayramın kutlanıldığı zaman tam olarak bilinmemekle beraber, Raşit Taşındaki yazılanlara göre bu bayram Firavunlar zamanında her 30 yılda bir kutlanılmaktaydı. Bu bayramı kutlayan bazı kralların hükümdarlık süresi 30 yıl değildi. Bu bayramda yapılan spor müsabakaların hepsine firavun katılır ve kendisinin daha genç olduğunu herkese gösterirdi. Burada yapılan dans gösterilerine firavun da katılıp Yukarı ve Aşağı Mısır’ın tanrıları ve halkları huzurunda dans ederdi. Kalenin en yüksek burçlarındaki odalara kadar firavun merdivenlerden yürüyerek çıkıp, inerdi. Bazı odalarda ise firavunun üzerindeki elbiseleri değiştirirdi. Bazen Aşağı Mısır’ın tacını bazen de Yukarı Mısır’ın tacını başına takardı. Bu bayramın kutlanılmasıyla beraber firavun yeni bir hayata başlamış olurdu. Bayram kutlanıldıktan sonra büyük yemek sofralarında hep birlikte yemekler yenilirdi. Yemekten sonra firavun kölelerinin omuzları üzerinde tapınağın yanındaki göle varıp akşam vaktinde oradaki bir kayığa binerek halkın arasından ayrılırdı. Ertesi gün başka bir kayıkla geri dönerdi. Firavun’un gidişi ölüme, gelişi ise yeniden doğmasına delalettir. Bu gidiş ve geliş firavun’un “Ra” tanrısının oğlu olduğunu işaret eder. Çünkü güneş de akşam batıp, sabah yeniden doğmaktadır. Bundan sonra firavun bir dans gösterisi yapardı. Danstan sonra elbisesini değiştirirdi bu yeni elbisesinin arka tarafında aslankuyruğu bulunurdu. Elinde bir asa ile bineğine binip tapınaktaki Horis ve Sit tanrılarının huzura çıkardı. Burada tanrılar, firavuna dört bir tarafta başarı sağlayacak dört ok verirlerdi. Nil Nehri Bayramı Hem eski hem de günümüz tarihinde Nil Nehri kadar, çevresinde yaşayan halka faydalı olan bir nehir yoktur. Nehrin taşması zamanında bayramlar düzenlenirdi. Bu bayramlar dini bir bayram olup insanlar büyük saygı gösterirlerdi. Mısır inançlarına göre eğer sel zamanlarında bayram kutlanılmazsa gelecek sene sular taşmaz ve bu sebepten verimli arazileri olmazdı. Bu nedenle kadın-erkek bütün Mısırlılar Nil Nehri çevresinde büyük bayram şölenleri düzenlerlerdi. Firavunlar da bu bayrama katılır, onun hazır olmaması durumunda bir kâhin bu bayram merasimine katılırdı. Nil Nehri tanrısının heykeli ilahiler eşliğinde Nil kenarında dolaştırılırdı. Bu bayramda “ya kutsal sel biz senin için kurban adadık, senin için büyük bayram töreni hazırladık, senin hatırın üzerine ava çıkıp geyik ve kuşlar getirdik, senin için ateş ve hoş kokular yaktık, bu hediyeleri bizden kabul et” gibi sözler söylendiğini o devre ait yazılardan öğrenmekteyiz. Ayrıca şu an Floransa müzesinde bulunan bir tarihi eser üzerinde de bu kutlamaların yapılması hakkında bir yazıta rastlamaktayız. Bu yazıtın ait olduğu dönem I-III. Sülaleler Devri’ne 3100-2613 aittir. Bu gelenek bayramıyla, süslemesiyle, kurbanıyla, eski çağlardan İslamiyetlin Mısır’da yayılmasına kadar geçen sürede devam etti. İslamiyet’in Mısır’da yayılmasıyla birlikte “Nil Bayramı”30 gibi bazı gelenekler terk edildi. Kutsal Evlilik veya Güzel Görüşme Bayramı Eski Mısır’da kutlanılan bu bayrama diğer bütün bayramlardaki kutlamalardan daha fazla insan katılırdı. Sadece bir şehre has bir bayram olmayıp, Yukarı Mısır’dan Aşağı Mısır’a kadar bu bayramı herkes kutlardı. Bu bayramda Hethur ve Horis heykelleri bir tapınaktan diğerine nakledilirdi. Örneğin, Hethur ve Horis tanrılarının totemi, evliliklerinin her yıl yenilenmesi için Derne şehrindeki Hethur tanrısının totemini Atfo şehrindeki Atfo tapınağına götürülürdü. Bu iki arasındaki mesafe 100 mildir. Bu bayrama ait resimlere Derne’deki tapınakta rastlamaktayız. Bu heykeller bir hafta yan yana tapınakta tutulur. Bir haftadan sonra kâhinler yüksek sesle ilahiler eşliğinde geriye götürdüklerinde birçok yerde dinlenirler. Bu dinlenme yerlerinde kurbanlar kesilir, Kâhinler fal bakar, sihirler yapılırdı. Heykel yerine getirildiğinde ise asıl şölen başlardı. Burada kadınlar dans eder, sihirler yapılır, sirk gösterileri yapılır, şenlikler düzenlenirdi. Ubıd Bayramı Firavun ve babası Amon-Ra arasında kutlanılan büyük bir bayram olup ay’ın gökte görüldüğü gün kutlanırdı. Bu bayramda Kirnik tanrısı Amon şehrinden altın ve diğer değerli taşlarla süslenmiş bineğiyle çıkıp güneydeki tapınağına oğlu Horis’e egemenlik vermek için giderdi. Mısır inancına göre Horis yeryüzündeki canlı bir tanrıdır. Birçok Mısırlı bu şenliğe iştirak ederdi. Mısır tarihçisi Yirmutiye eserinde, bütün Mısır halkının bu bayrama katıldığını ifade etmektedir. Amon’un bir tapınağından diğerine yaptığı seyahate Mısır halkı da katılıp Nil nehri sahiline kadar ona eşlik ederlerdi. Orada halkla beraber karşılıklı ilahiler söyleyerek dans edilip diğer tapınağa kadar giderlerdi. Tapınak Temel Taşının Bayramı Bu bayramda firavun maiyeti ile beraber tapınağın yapılacağı yere giderdi. Burada tapınağın planı çizilerek sütunları dikilirdi. Sütunlar çevresinde bir ip dolaştırılarak tapınağın sınırları belirtilirdi. Bundan sonra sütunların içine harç doldurulurdu. Tapınağın yapımı için getirilen inşaat malzemeleri ile tapınak yapımına başlanırdı. Altın ve değerli taşlardan tapınak tanrısının heykeli yapılırdı. Tapınağın tamamlanmasından sonra firavun açılışına da gelirdi. Tapınağın çevresinde hoş kokular gezdirilerek tapınağın temizlenmesi sağlanırdı. Kral tapınağın içine elleri havada bir şeklide tanrının huzuruna çıkardı. Bazen tapınağın kapısı önünde 12 defa elindeki asa ile vururdu. Daha sonra Tanrının huzuruna çıkardı. Yararlanılan Kaynaklar Muhsin Haji Azeez Babila, Eski Mısır’da Sosyal Hayat Ve Hukuk *Bu çalışmanın tüm hakları, Muhsin Haji Azeez Babila’ya aittir. *Bizimle iletişime geçmek için [email protected] Aşağıda konuyla ilgili en iyi bilgiler ve bilgiler yer almaktadır mayalar dünyanın şeklini nasıl olduğunu düşünüyorlarmış Ekibin kendisi tarafından derlenmiş ve sentezlenmiştir gibi diğer ilgili konularla birlikte Mayalar hakkında bilgi, Mayalar ne zaman yaşadı. Anahtar kelime için resim mayalar dünyanın şeklini nasıl olduğunu düşünüyorlarmış Hakkında en popüler makaleler mayalar dünyanın şeklini nasıl olduğunu düşünüyorlarmış Eski uygarlıkların Dünyanın şekli ile ilgili görüşleri – Eğitim … Yazar Değerlendirmek 3 ⭐ 12267 Derecelendirmeler En Çok Oy Alan 3 ⭐ En düşük puan 1 ⭐ Özet Hakkında makaleler Eski uygarlıkların Dünyanın şekli ile ilgili görüşleri – Eğitim … Bu görüşlerin hangi uygarlık tarafından öne sürüldüğünü verilen numaraları kullanarak belirleyiniz. Eski Mısırlılar; Mayalar; Eski Hintliler … Arama sonuçlarını eşleştirin Soru Aşağıda bazı eski uygarlıkların isimleri ve bu uygarlıkların Dünyanın şekli ile ilgili görüşleri verilmiştir. Bu görüşlerin hangi uygarlık tarafından öne sürüldüğünü verilen numaraları kullanarak belirleyiniz. Kaynaktan alıntı … Dünyanın Şekli Nedir, Nasıldır? Dünyanın Şekli, Hareketleri … Yazar Değerlendirmek 4 ⭐ 32811 Derecelendirmeler En Çok Oy Alan 4 ⭐ En düşük puan 2 ⭐ Özet Hakkında makaleler Dünyanın Şekli Nedir, Nasıldır? Dünyanın Şekli, Hareketleri … Dünyanın Şekli Nasıldır? Dünyanın şekli halk arasında hep küre ya da yuvarlak olarak adlandırılmaktadır. Dünyanın şekli elbette küreye … Arama sonuçlarını eşleştirin Dünyanın şekli geçmişten beri merakla takip edilen bir konu olmuştur. Günümüze kadar Dünya ile ilgili pek çok teori üretilmiştir. Bu teoriler de genellikle Dünyanın şekli ile alakalı olmuştur. Dünyanın şekli ve bu şeklin getirmiş olduğu sonuçlar Dünyanın şekli ile alakalı en önemli konulardan birisi… Kaynaktan alıntı … Eski Mısırlılar dünyanın şeklini nasıl olduğunu düşünüyormuş? Yazar Değerlendirmek 3 ⭐ 3210 Derecelendirmeler En Çok Oy Alan 3 ⭐ En düşük puan 1 ⭐ Özet Hakkında makaleler Eski Mısırlılar dünyanın şeklini nasıl olduğunu düşünüyormuş? Dünyanın şekli ile ilgili bilimsel kesin sonuç nedir? Mayalar Dünya’yı neye benzetmiştir? Dünyayı tepsiye benzeten kimdir? Dünyamızın şekli hangi meyvelere … Arama sonuçlarını eşleştirin Dünyanın şekline en çok benzetilen meyve karpuzdur. Çünkü karpuzunda şekli tam küre olmamakla beraber dünyanın içerisinde nasıl ateş küre ve lavlar bulunmaktaysa karpuzun içerisinde de benzer olarak kırmızıdır. Dünyanın şekline en çok benzetilen meyvelerden diğeri ise elmadır. Çünkü elmada tam küre … Kaynaktan alıntı … Mayalar Dünyanın şeklini Nasıl Olduğunu Düşünüyorlarmış Yazar Değerlendirmek 4 ⭐ 36133 Derecelendirmeler En Çok Oy Alan 4 ⭐ En düşük puan 2 ⭐ Özet Hakkında makaleler Mayalar Dünyanın şeklini Nasıl Olduğunu Düşünüyorlarmış Anasayfa/; mayalar dünyanın şeklini nasıl olduğunu düşünüyorlarmış. mayalar dünyanın şeklini nasıl olduğunu düşünüyorlarmış. maya uygarlığı – mayalar … Arama sonuçlarını eşleştirin Gizemli olayları ve merak edilen ilginç çalışmaları detaylı bir şekilde araştırıyor ve sizlere video hazırlıyorum. En çok merak edilen konuların başında gelen kehanetler ve komplo teorileri, gizli bilgiler, ilginç bilgiler hakkındaki araştırma videolarına yer veriyorum. Bunların yanında üçüncü göz, … Kaynaktan alıntı … Etiket mayalar dünyanın şeklini nasıl olduğunu düşünüyorlarmış Yazar Değerlendirmek 3 ⭐ 17294 Derecelendirmeler En Çok Oy Alan 3 ⭐ En düşük puan 1 ⭐ Özet Hakkında makaleler Etiket mayalar dünyanın şeklini nasıl olduğunu düşünüyorlarmış Son Yorumlar Nermin Yıldırım “Ev” Kitap İncelemesi için Serhıldan Hülakü Kelebek Etkisi Film İncelemesi için Siyah Dergi’de Ayın Yazarları … Arama sonuçlarını eşleştirin Siyah Dergi Kaynaktan alıntı … Eski uygarlıkların Dünyanın şekli ile ilgili görüşleri nelerdir? Yazar Değerlendirmek 4 ⭐ 36396 Derecelendirmeler En Çok Oy Alan 4 ⭐ En düşük puan 2 ⭐ Özet Hakkında makaleler Eski uygarlıkların Dünyanın şekli ile ilgili görüşleri nelerdir? Arama sonuçlarını eşleştirin Dünya, etrafını bir nehrin çevrelediği tepsi biçiminde kara parçasıdır. Mayalar Kaynaktan alıntı … Dünyanın Şekli ile Ilgili Geçmişten Günümüze Ileri Sürülen … Yazar Değerlendirmek 3 ⭐ 11687 Derecelendirmeler En Çok Oy Alan 3 ⭐ En düşük puan 1 ⭐ Özet Hakkında makaleler Dünyanın Şekli ile Ilgili Geçmişten Günümüze Ileri Sürülen … Eski zamanlarda yaşayan insanlar Dünya’nın şekli hakkında farklı … Yerkürenin yuvarlak olduğunu Avrupalılardan ilk açıklayanlar Kopernik 1540 ve Galile … Arama sonuçlarını eşleştirin binasını içeren teoriler de. Öne sürülen, Dana’nın bu daralmanın Dünya’nın soğumasından kaynaklandığına dair varsayımına indirgeyebiliriz. Dünya’nın soğuma teorisi… Kaynaktan alıntı … 3. Sınıf Fen Bilimleri Dünya’nın Şekli Dünya’nın Şekli Nasıldır … Yazar Değerlendirmek 3 ⭐ 19045 Derecelendirmeler En Çok Oy Alan 3 ⭐ En düşük puan 1 ⭐ Özet Hakkında makaleler 3. Sınıf Fen Bilimleri Dünya’nın Şekli Dünya’nın Şekli Nasıldır … Galileo Galilei ve Pisagor, Dünya’nın geoit şeklinde olduğunu ilk … Sınıf Fen Bilimleri Dünyanın Şekli Dünyanın Şekli Nasıldır konu … Arama sonuçlarını eşleştirin Farklı yoğunluklara sahip birçok gaz tabakası dünyanın oluşum sürecine doğrudan etki etmiştir. Hem gazların etkisi hem de dünyanın dönüşü kutup bölgelerinin orta kısımlara oranla çukurlaşmasına neden olmuştur. Dünyanın geoit biçiminde olmasının bir diğer nedeni ise yer çekimi kuvvetidir. Kaynaktan alıntı … Dünyanın şekli ile ilgili geçmişte öne sürülen görüşler nelerdir? Yazar Değerlendirmek 4 ⭐ 33889 Derecelendirmeler En Çok Oy Alan 4 ⭐ En düşük puan 2 ⭐ Özet Hakkında makaleler Dünyanın şekli ile ilgili geçmişte öne sürülen görüşler nelerdir? Yaşadığımız bölge olan Babil ise dağlar tarafından kuşatılmıştır. Mayalar Bizler Dünya’yı gölde yüzen dev bir timsah olarak düşünüyoruz. Arama sonuçlarını eşleştirin Eski dönemlerde dünyanın şekli ile ilgili bir çok görüş ortaya atılmıştır. Dünyanın şekli ile ilgili geçmişte öne sürülen görüşler nelerdir dersek şöyle sıralayalım Kaynaktan alıntı … Çoklu okuma içeriği mayalar dünyanın şeklini nasıl olduğunu düşünüyorlarmış Şifremi Unuttum? Üyelik yok mu?Üye kaydı oluştur Hakkında video eğitimleri mayalar dünyanın şeklini nasıl olduğunu düşünüyorlarmış keywords gizem, emre, emredurmuş, ilginçbilgi, ilginçvideo, türkçe, gezgin, vlogger, piramitleringizemi, yerliler, güneyamerika, şaşırtanbilgiler, 2012, kıyametgünü, tatil, tur, seyahat, turizm, yurtdışı, dünyaturu, mayatakvimi, belgesel, uzaylılar, mayauygarlığı, türkgezgin, seyahatkanalı, enler İnstagram’dan takip edin - Bugün, dünyanın gelmiş geçmiş en ilginç medeniyetlerinden biri olan Mayalıların yaşadığı topraklarda Yucatan’yım. Ve size araştırdığım ve burada öğrendiğim bilgilerle mayalıları anlatan küçük bir video hazırlamak istedim. Mayalılar astronomi ve matematik alanında çok ilginç gelişmeler sağlamışlar. Hatta hepimizinin hatırlayacağı üzerine 2012 yılında ülkemizde de mayalılar takvimleriyle gündeme oturmuştu. Ünlü maya takvimine göre dünyanın 21 aralık 2012’de sonunun geleceğine ve sadece İzmir’in şirince köyündekilerin hayatta kalacağına inanan bir çok insan Şirince’ye akın etmişti. Bu olay tamemen yanlış yorumlanmıştır. Mayalılar sadece Meksika’nın güneyi Yucatan değil, bugün Guatemela, Belize, Honduras, Salvador ülke topraklarına kadar yayılan büyük bir uygarlıktı. Bu bölgelerin bir çoğun turistlik ziyarete açık olan yerler olsa da hala keşfedilmeyi bekleyen yüzlerce, mayalılardan kalma tarihi eser ormanların derinliklerinde gün yüzüne çıkmayı bekliyor. Aynı zamanda bugün hala milyonlarca mayalı bu bölgelerde yaşamaya devam ediyor. Bende Meksika’nın güneyinde Maya köylerine gidip onlarla bir kaç gün vakit geçirdim. Beni asıl şaşırtan olay ise binlerce yüzyıl geçmesine rağmen onları hala oldukları gibi piramit duvarlarındaki hallerinde nasıl iseler öyle canlı canlı sokakta görmek oldu. Mayalılar esmer tenli, kısa boylu hafif tombik ve sıska fiziksel özellikleriyle hemen ayırt edilebiliyor. Genellikle çekingen ve sessiz olmaların sabebi ise bölgeye gelen ispanyolların son maya uygarlığını ele geçirip onları ezmeye başlaması ile olmuş. Zaten o günden sonra hep hizmet eden ve boyun eğen bir toplum haline gelmiş. Ama mayaların şanı zaten bu tarihlerden öncesine dayanıyor. Yani ispanyol öncesi mayalılara… Mayalılar tarihleri boyunca buldukları, öğrendikleri her şeyi yazmışlar. Bu yüzden dünya tarihine en çok ışık tutan uygarlıktır. Mayalıların birden fazla takvimi vardı. Bunlardan bir tanesi her 2 milyon 880 bin günde sıfırlanan maya takvimi idi. Her takvimin sonunda inanışa göre bir maya tanrısı çıkar 2012 yılında çıkacak olan tanrı şiddet ve ölümün efendi Ahpukuh olmuştur. Jaguar Taşları Dolayısı ile takviminin döngüsü 2012 yılına denk geldiği için yanlış yorumlanmış ve dünyanın sonunun geleceğine inanılmış. Maya Uygarlılların merkezi genellikle devasa boylu piramitler veya ormanın içine yayılan matematik harikası mimari olmuş. O dönemde her biri kendi aralarında müthiş bir iletişim kuran mayalılar ispanyol işgalinden sonra tekrar birleşememişler. Mayalılar tıptada oldukça ileri sevidelermiş. Yaralılara insan saçı ile dikiş atıyor, diş dolguları yapıyolar ve protez diş kullanıyolarmış. Medikal amaçlı ve ritüller için en çok mariona otunu kullanıyorlardı. Mayalılarda Düz bir alın, şaşı göz ve kemerli büyük burunlar Mayalarda asillik işareti sayılırdı. Bu yüzden daha bebekken çocukların alnına bastırılır ve gözlerinin yakınına çeşitli objeler konularak şaşı olmaları sağlanırdı. Mayaların büyük çoğunluğu daha ispanyollar bölgeye gelmeden yok olmuş ve bölgeleri harap olmuş. Bunun nedeni gerçekten tam olarak bilinmesede iklim değişiklikleri kuraklıklar gibi sebepler öngörülüyor. İş Birlikleri Business [email protected] keywords 3sınıffenbilimlerivideoları, Bu videomuzda 3. Sınıf Fen Bilimleri Dersi – Dünya’nın Şekli İle İlgili Geçmişte Öne Sürülen Görüşler ve Dünya’nın Katmanlarını Tanıyalım konularını anlaşılır ve sade bir anlatımla sizlere sunuyoruz. Bu videoyu kesinlikle izlemenizi tavsiye ediyoruz. Bu bölümde 3. Sınıf Fen Bilimleri Dersi Ünite özetlerini, sınav öncesi çözümlü sınava hazırlık testlerini ve konu anlatım videolarını canlı ve ayrıntılı bir anlatımla sizlerin kullanımına sunuyoruz. Anlayamadığınız konuları öğrenmek ve tekrar yapmak için bizim hazırladığımız videoları izleyebilirsiniz. Basit taktiklerle konuları artık daha rahat anlayabileceksiniz. Videomuzu beğendiyseniz Abone olmayı ve beğen tuşuna basmayı unutmayın. Bizleri takipte kalarak yeni videolardan haberdar olabilirsiniz, teşekkürler… Sosyal Medyada Bizi Takip Edin Facebook - İnstagram - Twiter - KANALIMIZA ÜCRETSİZ ABONE OL - 1. SINIF OKUDUĞUNU ANLAMA METİNLERİ - 4. SINIF 1. DÖNEM 2. YAZILI HAZIRLIK VİDEOLARI - 5. SINIF 1. DÖNEM 2. YAZILI HAZIRLIK VİDEOLARI - 4. SINIF 1. DÖNEM 1. YAZILI HAZIRLIK VİDEOLARI - 5. SINIF 1. DÖNEM 1. YAZILI HAZIRLIK VİDEOLARI - 5. SINIF SOSYAL BİLGİLER DERS ANLATIM VİDEOLARI - 5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ DERS ANLATIM VİDEOLARI - 5. SINIF İNGİLİZCE DERS ANLATIM VİDEOLARI - 5. SINIF FEN BİLİMLERİ DERS ANLATIM VİDEOLARI - 5. SINIF MATEMATİK DERS ANLATIM VİDEOLARI - 1. SINIF İLKOKUMA YAZMA VİDEOLARI - 4. SINIF ÜNİTE TEKRAR TESTLERİ - 5. SINIF ÜNİTE TEKRAR TESTLERİ - BULMACALAR VE ZEKA SORULARI VİDEOLARI - 4. SINIF 2. DÖNEM 2. YAZILI HAZIRLIK VİDEOLARI - 5. SINIF 2. DÖNEM 2. YAZILI HAZIRLIK VİDEOLARI - 4. SINIF 2. DÖNEM 1. YAZILI HAZIRLIK VİDEOLARI - 6. SINIF 2. DÖNEM 1. YAZILI HAZIRLIK VİDEOLARI - 5. SINIF 2. DÖNEM 1. YAZILI HAZIRLIK VİDEOLARI - 5. SINIF YAZILI SINAVLARA HAZIRLIK ÇÖZÜMLÜ ÖRNEKLER - 4. SINIF SOSYAL BİLGİLER DERS ANLATIMLARI - 4. SINIF TRAFİK DERS ANLATIMLARI - 4. SINIF İNSAN HAKLARI DERS ANLATIMLARI - 4. SINIF DİN KÜLTÜRÜ DERS ANLATIMLARI - 4. SINIF TÜRKÇE DERS ANLATIMLARI - 4. SINIF FEN BİLİMLERİ DERS ANLATIMLARI - İNGİLİZCE DERS ANLATIMLARI - 4. SINIF MATEMATİK DERS ANLATIMLARI - OZAN’IN TÜM OYUN VE OYUNCAK VİDEOLARI İÇİN - TÜM MATEMATİK KONU ANLATIMLARI İÇİN - TÜM DENEYLER İÇİN - KOLAY ORİGAMİ – EASY ORİGAMİ SHAPES - RESFEBE VE DİKKAT VİDEOLARI - TÜM KONU TEKARAR TESTLERİ İÇİN - RAHATLATICI TÜM SLİME VİDEOLAR İÇİN - TÜM REHBERLİK KONULARI İÇİN - TÜM İNGİLİZCE KONU ANLATIMLARI İÇİN - keywords flatearth, aristo, eratosthenes, asimov, scientificmethod, NASA, conspiracytheory, nasreddinhoca ÖNCEKİ VİDEO ► - ABONE OL ► - Dünya düz mü? Hadi canım bu da soru mu şimdi demeyin. Siz neden yuvarlak olduğunu düşünüyorsunuz? Bize okulda öyle öğrettiler. Böyle yuvarlak, küre şeklinde olduğunu söylediler. Peki gözünle gördün mü? Yoo ama çekilmiş bir sürü fotoğraf var. Peki o fotoğrafları kim çekti? Geçen yaz tatilinde uzayda piknik yapan arkadaşların mı? Gördüğün tüm o fotoğraflar tek bir organizasyondan geliyor değil mi? Bugüne kadar hep aynı haritaya baktın. Oysa Avustralyalılar için o harita böyledir. Peki Birleşmiş Milletler’in nasıl gördüğünü merak ediyor musun? Logosunu göstereyim sana o zaman. Şimdi. Yeniden düşün. Dünya yuvarlak mı yoksa düz mü? ~ FİLM Truman Show ~ Videonun tam metni ve bağlamsal linklerle kaynaklar web sitemde - ~ STT ► - OKU ► - İZLE ► - VLOG ► - ~ - - - - - - keywords dünyanınşekliileilgiligeçmiştekigörüşler, dünyanınşekliileilgiligeçmişteönesürülengörüşler, dünyaşekliileilgiligeçmişteilerisürülengörüşler, geçmiştedünyanınşekliileilgiligörüşlernelerdir, eskidendünyanınşekliileilgilifikirler Fen Bilimleri Ders Kitabı Dünyanın Şekli İle İlgili Geçmişte Öne Sürülen Görüşler konu anlarımı resimli video Haberler > Eski Mısır Hakkında Piramitlerin Ötesinde Son Derece Enteresan 15 Bilgi - 1125 Eski Mısır dendiğinde çoğumuzun aklına önce Piramitler ardından da Firavunlar geliyor. Daha sonra Musa’nın denizi yarma hikayesi, Firavun’un kafasına giren sinek, helak hikayeleri, Piramitlerin yapılışı sırasındaki eziyetler, ücretlerin birayla ödenmesi, uzaylılar… Aslında baya bir şey geliyormuş ama olsun biz size yine de daha fazlasını anlatacağız. Ortamlarda “Eski Mısır Uzmanı” gibi görünmenizi sağlayacak enfes bilgiler burada, kaçırmayın. 1. Bir Firavun asla saçının görünmesine izin vermezdi, nedenini bilmesek de her zaman saçlarını tam kapatacak şekilde bir taç takardı veya fotoğrafta da gördüğünüz çizgili örtüyle kapatırdı. 2. O zamanlar Mısır’da çok bulunan sivrisineklerden korumak amacıyla Firavun’un yanında daima üstü tamamen çıplak ve bal sürülmüş köleler bulundurulurdu. 3. Eski Mısır’da hem kadınlar hem de erkekler makyaj yapardı, ancak bunun amacı daha güzel ve çekici görünmek değil güneşten korunmaktı. Ayrıca Eski Mısırlılar makyaj yapmanın iyileştirici bir gücü olduğuna inanırlardı. 4. O zamanlarda henüz antibiyotikler keşfedilmediği için ki ancak 20. yüzyılda kullanmaya başladık, Eski Mısırlılar enfeksiyonlar için küflü gıdaları ve toprağı kullanırlardı. En yaygını yaralara küflü ekmek bastırmaktı, acaba bizim şişen yere çiğnenmiş ekmek koymamız buradan mı geliyor? Eski Mısırlılar Türk müydü?? 5. Mısırlı çocuklar, ergenlik dönemlerine gelinceye kadar kıyafet giymezlerdi, bunun sebebi aşırı yüksek sıcaklıklardı, öyle ki Mısırlı erkekler de etek giyerdi, alttan serin serin essin diye. 6. Zengin Mısırlılar kanat takarlardı, evet her biri bir Victoria’s Secret mankeni gibi dolaşırdı ortalıkta. Daha alt sınıftan olanlar saçlarını uzatır veya at kuyruğu yaparlardı. 12 yaşına gelene kadar, bitlenmeye karşı koruma tedbiri olarak çocukların kafaları tamamen kazıtılırdı, bazen sadece ince bir kuyruk bırakılırdı. 7. Sıklıkla Bülent Ersoy’a benzettiğimiz Sfenks’in burnunu kimin kırdığı asla tam olarak çözülememiştir, burunsuz Sfenks çizimlerine 1737 yılında bile rastlanmıştır. Sfenkse zarar verdiğini kesin olarak bildiğimiz tek kişi Müslüman bir din adamı olan Sa’im al Dahr isimli arkadaş ki o da 1378 yılında vandalizm gerekçesiyle linç edilmiş. 8. Mısırlılar dünyanın hem düz hem de yuvarlak olduğuna inanırlardı, yani altı düz üst kısmı yuvarlak, tıpkı bir yarım daire gibi, onlara göre Nil Nehri de dünyanın merkezine doğru akmaktaydı. 9. Mısırlı askerler aynı zamanda polis görevini de görürlerdi, yetmezmiş gibi Firavun adına vergi de toplarlardı. 10. Eski Mısır’da her tapınakta en yüksek mertebeden rahiplik görevi Firavun’a aitti, ancak çoğu zaman bu görevi onun adına baş rahip üstlenirdi. Koca Firavun’un başka işi yok tebasına vaaz verecek, oldu. 11. 2600 yılında yapıldığı düşünülen, Djoser’e ait ilk piramidin etrafı 10 metre yüksekliğinde ve 15 kapısı bulunan bir duvar ile çevriliydi. Bu kapılardan sadece bir tanesi açılabiliyordu. Sanırım Djoser nüktedan biriymiş. 12. Eski Mısır’da kadınlar erkeklerle eşit yasal ve ekonomik haklara sahipti, ancak yine de uygulamada bu eşitliğin keyfini tam olarak çıkardıklarını söyleyemeyiz. 13. Piramitleri uzaylılar mı yaptı? inanışının aksini piramit işçilerine ait iskeletler göstermiştir ki bunlar Mısırlı kimselerdir. Hiyerogliflerden anladığımız kadarıyla bu işçiler eserleriyle gurur duyan, kendilerine Firavun’a sadakat derecelerine göre “Khufu’nun Arkadaşları”, “Menkaure’nin İçki Dostları” gibi isimler veren değişik kimselerdi. 14. Bir ceset mumyalandığında beyni, burun deliklerinin birinden girilerek çıkarılırdı ayrıca bağırsakları da çıkarılır ve kanopi adı verilen kavanozlara konulurdu. Mumyalama sırasında vücuttan çıkarılmayan tek organ kalpti, çünkü Eski Mısırlılar ruhun kalpte oturduğuna inanırlardı. 15. Ramses’in 8 resmi nikahlı karısı ve yaklaşık 100 cariyesi vardı, 1212 yılında öldüğünde 90 yaşındaydı. Yorumları 1,085 Konuları 1,052 Kayıt Tarihi 20-04-2016 Rep Puanı 559 Eski Mısır uygarlığı, binlerce yıl önce Nil Nehri'nin kenarlarında geliştiği zaman, dünyanın dört bir yanındaki diğer medeniyetlerin önündeydi. Astronomi, mühendislik, mimarlık, tıp alanındaki bilgilerinin yanı sıra eski Mısırlılar, günlük yaşamda ne kadar önemli olduğunu bilerek, din ve maneviyat için çok özel bir yere sahiplerdi. Üçüncü göz olan Epifiz Bezi, beynimizde, uyku, uyanıklık düzenleri ve mevsimsel işlevlerimizi modüle eden hormonlarımızla doğrudan ilgilenen serotonin türevi melatonin üretmekten sorumlu küçük bir koni şeklindedir. Beynimizin orta kısmının yakınında bulunan epifiz bezi iki yarıküremiz arasında küçük bir alan kaplar. Birçok insan tarafından fiziksel ve ruhsal dünyayı birbirine bağlayan bir portal olarak kabul edilir. Harekete geçtiğinde, epifiz bezi bir coşku hissi ve kişinin aklını sıkan, bir bilgi ve aydınlanma hissi veren bir birliği sunar. Epifiz bezi, birçok astral projeksiyon veya uzaktan görüntüleme olarak adlandırılan boyutlar arasında seyahat etmenin bir yolu olarak düşünülür. Epifiz Bezi ve Horus Gözü'ne bakarsak, büyüleyici bir benzerlik bulacağız. Horus'un Gözü, korumayı, kraliyet gücünü ve sağlığını temsil eden bir semboldür. Göz genellikle tanrıça Wadjet'te kişileştirilir ve ayrıca “Ra of Ra” olarak anılır.

eski mısırlılar dünyanın şeklini nasıl olduğunu düşünüyormuş