Her yaş döneminde görülebilmekle beraber çocuklukta ortalama 3 ile 8 yaş arasında daha sık rastlanır. Çocuklarda kardeş kıskançlığı, annenin ikinci çocuğa hamile olması ile birlikte başlar. Çünkü çocuklar bu evrede mantık ölçütlerinde değil, daha çok duygu yönlendirmeleriyle yaşamı analiz ederler.
KardeşKıskançlığı. Pelin Kuzugüdenli. Öfke, korku ve kaygı, kıskançlık, sevinç insanın doğası gereği hayatın her döneminde yaşanması doğal duygulardır. Çocuk da duygusal gelişim sürecinde bu olumlu ve olumsuz duyguları doğal bir şekilde yaşar. Ancak duyguların yaşanma sıklığı, yoğunluğu, şekli çok
KARDEŞKISKANÇLIĞINI ANLAMAK. Yazar : Yaprak VEZİROĞLU, Uzman Psikolojik Danışman – Psikolog. I: DOĞUM ÖNCESİ VE SONRASI. Çocuğu kardeşinin doğumuna hazırlamak. Aileler yeni bir bebek beklerken, çocuklarını buna hazırlamaya uğraşırlar. Hamilelik ve doğum sonrası ile ilgili bilgiler verirler. Bu iyi bir yöntemdir.
Kardeşini kıskanan çocuğun, kendisine olmayan eşyalarının kardeşine verilmesi kıskançlığı arttıran bir durum olabilir. Kardeşini kıskanan çocuğa, kardeşi ile ilgili “Gel birlikte kardeşine yemek yedirelim, tabağını tutmak ister misin yoksa yedirmek mi” gibi küçük sorumluluklar verilerek yakınlaşmaları
Kardeşler arasında sevgiyi arttırın. Kardeşlerin birbirleri için yaptığı ufak ta olsa olumlu şeyleri abartın. Örn. Biri diğerinin ödevine yardım ederse ‘kardeşine yardım etmen çok olumlu bir davranış’ deyin. Birini canı yandığı zaman diğeri ona ilgi gösteriyorsa ‘ sen çok sevecen ve tatlı bir ablasın’ deyin.
Kardeşiyleilgili; komşuya verme, çöp konteynırının yanına bırakma, hastaneye geri götürme gibi olumsuz planlar yapma; Daha fazla bilgi için kardeş kıskançlığı ile başa çıkmanın yolları konulu makalemizi de inceleyebilirsiniz. Makaleye kolay ulaşmak için aşağıdaki bağlantıya tıklayın.
0LCw3. doğdu andan itibaren evin hakimi ve sahibi olan çocuğun yeni doğan kardeşine anne babasının ilgisinin yönelmesinden mütevellit duyduğu kıskançlıktır. kardeş kıskançlığının temelinde-kardeşe yönelik görülse de- anne babaya duyulan kızgınlık vardır. benim icin;yeni dogan kardesin karnina oturup ziplarken anne gelince "ayy ayy" diye seviyor gibi hareketsiz yatan cocugu cekip asagi düsürdükten sonra kosa kosa annenin yanina gidip "anneee kardesim düstü." diye haber vermektir. duydugum en uc örnek ise kardesini sinsice öldürmeye calisan sude. sude ve ahmet iki kardestir. sude 3 yasinda, ahmet bebek. biz sudeye oynasin diye oyun hamuru almisiz. annesi kizini siddetle uyarmis "sakin onlari agzina sokma, ölürsün!" günler sonra saskinlikla iceri giren sude "annee bu hamurlari yiyince ölünmüyoo, ahmete yedirdim ölmedi "anne asdfghjkl bende de aşırı derecede kendini göstermiş durum. evde baş başa kaldığımız anda benden 2 yaş küçük kardeşimin yüzünü nasıl tırmaladığımı bugün bile hatırlarım. aklıma geldikçe üzülürüm ama ne yaparsın baya kıskanmışım demek. tek çocuk sahibiyseniz ve evinizde onun isteğiyle bir kedi ile yaşamaya başladıysanız başınıza gelebilecek durum. rahatsız eden annenin ilgisinin paylaşılması sanıyorum. neyse ki kızım duygularını duru bir dille ifade ediyor. "yeter anne kıskandııım."şimdi kendimize çeki düzen zamanı.. kürt dünyası, yaşadıklarından sosyal istatistiki olarak bir şeyler öğrenmiştir gerekirse kardeşiyle bile rekabeti*, bir de grup/klan dayanışmasını. kürtlerin anı-zamanı güvencesiz olduğu için bugün gülebilen hemen bugün güler, ertelemez. bu, kürtler kolay mutlu olurlar ve özgüvenlidirler hissi yaratır. belki bugün bulabilen, çalabilen, ilkesini unutup kendi çıkarına çelişebilen de geri durmayacaktır. gayet insani ve tarihsel. bkz kardeş kardeşin ne öldüğünü ister ne onduğunu büyük kardeşin küçüğe karşı hissettiği yıkıcı duygu. kardeşim doğunca sobaya atalım diye tutturmuşum. sonra kardeşin hediye aldı dediklerinde biraz susmuşum. sonra aramızda 2 yaş olmasına rağmen bakımına dahil etmişler. küçük anne olarak sorumluluk almışım ancak sanırım hiç tam olarak sevemedim çocukken. herşeyi paylaşmak zor geldi. aman o küçük yapar denilip göz yumulması ve sen büyüksün dikkat et biraz uyarıları çifte standardı pekiştirdi. ben hep başarılı olmama rağmen hiç takdir görmezken karnesi zayıfla dolu kardeşimin ufacık başarıları göklere çıkarıldı. anladım ki ona karşı durmak işe yaramıyor. onu sevmek, sevmiş gibi görünmek ebeveynlerimin taktirini kazanmamı sağlıyordu. aferin kızım kardeşinle ilgilen.. sanırım bazı erkekler yaşça büyüse de çocuk kalıyor. bu adamlar evlenince karılarından ilgi bekliyor, şımartılmak istiyor. sonra bir gün çocuk sahibi olunduğunda ona karşı ilgi azalıp, herşey çocuğa göre planlanınca dışlanmış hissediyor. karısı onun değil, çocuğun istediğini yapıyor. adam, annesi gibi görüp karısını evin yeni gelen çocuğu kıskanıyor. hep onunla ilgileniyorsun.. bence bu adamlarda da bir nevi kardeş kıskançlığı son kızım istediği için kedi sahiplendiğimizde kardeş kıskançlığına şahit oldum. kedimiz bize geldiğinde 2 aylıktı. kızım kedi kucağıma geldikçe alıp kucağımdan attı. beni hiç sevmiyorsun diye isyan etti. dört ayak durup bir hafta kadar miyavladı. sonunda alıştı, kıskançlığı geçti ama epey eziyetli oldu. hepimiz ilgiden hoşlanıyoruz. paylaşılan kişinin tavrı bu kıskançlığın ne zaman ve nasıl sonlanacağını belirliyor. tabakta ki köfteler hatta makarnalar bile sayılıp abi tabağıyla kıyaslanırdı tarafımcakendimi öyle değerli hissetmek istemişim küçük bi çocukken bile ben kuzenlerimi bile kıskanıyorum annem ve babamdan, kardeşim olsaydı bilmem ne olurdu. ilk çocuğunuz, ilk göz ağrınız. o sizi ilk öptü. siz onu ilk öptünüz. ilk onunla oyun oynadınız,ilk onu omzunuza aldınız. ilk gaz sancısını onunla yaşadınız, ilk yürümeye sizinle başladı. ilk,ilk,ilk..... bu böyle gözüyle, bütün dünya onun etrafında dönüyor. dünyası, anne babası ona ait. hele bide ilk torunsa oooooo, ondan iyisi yok. herşey sınırsız onun. şimdi 2. çocuk geldi. dünyası değişti. ilgi kaydı. sürekli anne bu yeni çocukla ilgileniyor. anne hep ona bakıyor, hep onu emziriyor. ilk çocuk 2. çocuğı kıskanmasında ne yapsın. için için o güzel cennetine, güzel dünyasına çomak sokan bu sinsi, pis yılan çocuktan kurtulması gerek. bu his çok çocuk 2. çocuğa çok rahat zarar verebilir. yaralanmalara, nadiren de olsa ölüme neden olabilir. ilk çocuk 2 yaş altında veya 7 yaşın üstünde ise çok sorun yaşanmıyor. 2-7 yaş arası ciddi sıkıntı. 2. çocuk daha doğmadan anne karnında iken hazırlıklar başlanmalı. annesinin karnından çocuğun geleceğini bilmeli. annesinin karnı olduktan sonra çok abartmamak şartıyla sanki yeni çocuk ilk çocuğa hediye getirdi diye gönül alma yapılabilir. özellikle büyük çocuk küçüğü ilk gördüğünde yapılabilir. yeni bebek tamamen anneye bağımlı. emzirme bez değiştirme gibi rutin bakımlar bile çok zaman alabilir ancak anne ilk çocuğa da gücü yettiği kadar ilgi vermeli. ilk çocukla ilgilenmek daha çok baba, dede ve ninelere kaldı. ilk çocuk unutulmamalı onun ihtiyaçları da iki çocuğa da eşit, eşit, eşit bir daha yazıyorum eşit ilgi gösterilmeli. yeni bebeği ziyarete gelenler de uyarılmalı. ilk çocuk için de 2. çocuk için de hediyeler getirilmeli. getirmeyip, 2. çocuğu kıskandiracaklarsa hiç gelmesinler. eve gelen ziyaretçiler yeni çocuğu sevmeden önce ilk çocuğu kucağa alıp sevmeli daha sonra 2. çocuğu sevmeli. her iki çocuğa da eşit zaman ayırmaya dikkat etmeli. kim olursa olsun; ilk çocuğa artık senin pabucun dama atıldı, gibi saçma birşey söylerse, ağzının üstüne kürekle vurun. selamı sabahı kesin. tekme tokat evden kovun. iki çocuğu da aynı anda yalnız bırakmayın. sizin yanınızdayken bile çok dikkatli olun. büyük çocuk küçüğün gözünü siz yanınızdayken bile saldırabilir veya başka şekilde zarar verebilir. büyük çocuğa, küçüğün bakımı ile ilgili sorumluluk verin. bez, krem getirme gibi basit işler yapabilir. yaptıktan sonra küçük çocuk kendine geldikçe kucak isteyecek. sürekli kucak yarışı olacak. her iki çocuğuda aynı anda kucağa almaya çalışın. gücünüz yetmiyorsa sıra sıra ilk sıra ilk gelenin aynı süre alın. aldığınız oyuncakların denk olmasına dikkat edin. çocuğunuz yeni doğmuş olsa da, lisede olsa da uyuduğu zaman yanına gidip, üstünü örtüp annen/baban seni çok seviyor, diyin. okul çağı gelince çocukları gösterdikleri başarıya göre ayırmayın. herikisine de eşit davranın. harçlık konusunda adil olmaya çalışın. gücünüz yettiği kadar çocuklarınızla vakit geçirin. "sen yokken onlar sadece benim annem babamdı, bir tek beni seviyorlardı." diyorum bazen. daha yaşında bile değilmişim kardeşim doğduğunda. doğumu zor olmuş, bir süre hastanede kalmış annemle evde babannemin ve babamın koynunda uyumuşum. 1 hafta boyunca anneme hasret kalmışım. kardeşinle beraber gelecek demişler eski ev yolları topraktan, kuş uçmaz kervan göçmez, yokuşlu bir gecekondu mahallesi. pencereden bakarken, yokuşun başından annemle kardeşimi görmüşüm. evde de komşumuz gül teyze sevinçten çılgına dönmüşüm."annem gelmiş, kardeşim gelmişannem gelmiş, kardeşim gelmiş"bağıra bağıra zıplamışım sevinçten. o halimi gören gül teyze, babaannem ve evdeki tüm ahaliyi amcamlar, halam, dedem hepimiz beraber yaşıyorduk. hepsini ağlatmışım, hüzünlendirmişim. hala anlatırlar, nasıl zıplıyordun biliyor musun göre hiç kıskanmamışım kardeşimi. böyle bir şey nasıl mümkün olur bilmiyorum. kim bilir belki de içimde yaşadım...çok kavga ettik kardeşimle. birbirimizin saçlarını yolarak, ısırarak, dövüşerek büyüdük. hala daha çok iyi anlaştığımız söylenemez. ama ben hep kabuslarımda, kardşeimin başına bir şey geldiğini görür, sıçrayarak bir durum olacak olsa ilk kurtaracağım kişi her zaman kardeşimdi. aksini hiç kardeşim uzakta. yani artık başka bir şehirde yaşıyor. en büyük kavgalarımı ettiğim, ama yine de canımdan bir parça olan kardeşim. artık kıskanıyorum da. o uzakta diye onu özleyen annemi babamı kardeşimden kıskanıyorum. bir de bazen eşinin kızkardeşiyle fotoğraf paylaşıyor, orta yerimden yolda canımın içi. evine geliyor hafta sonu için. muhtemelen yine kavga ederiz şu 2 günde bile ama kardeşlik böyle bir iyi arkadaşım, dostum, akıl hocam, moda danışmanım*, aslında herşeyim o benim. allah yokluğunu, acısını göstermesin. böyle bir küs bir barış, geçinip gidiyoruz işte. ama uzakta olunca yaradı galiba, en azından kavgalarımız azaldı ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın.
İsmine Tolga diyeceğim küçük danışanım 7 yaşında, anne-babasının evliliklerinin 9. yılında tam da çocuk sahibi olmaktan ümidi kesmişken olan ilk çocuğu olmasının dışında anne tarafından da hem ilk torun hem de erkek evladı olmayan dedenin hayallerinin gerçekleşmesi şeklinde dünyaya gelince bayağı el bebek gül bebek büyümüş genç bir adam Seans öncesinde annesinden talep ettiğim bilgilendirme mesajı aşağıdaki gibiydi ” Mutlu bir çocukluk geçirdi. Çok gezdi, çok gördü. Et yemeyi sevmediği için pedagoga gittik. Pedagog çok aklı başında zeki bir çocuk deyip “neden et yemiyorsun” dediğinde “annem güzel yapamıyor “dedi. Eve gidince pedagoga söz verdiği gibi köfte yaptırıp yedi. Bronşiolit geçirdi. Bol hava aldı. Hastalıktan kurtulmadı. Geniz eti ve bademciğini aldırdıktan sonra hasta olmadı. Şubat 2013 tarihinde sürpriz kızım dünyaya geldi. Oğlumun sakinliği kayboldu. Toz alerjisi ve kedi alerjisi teşhisi kondu. Şu anda kedi alerjisi kayboldu ama toz alerjisi devam ettiği için Deloday, singular ve burun spreyi kullanıyor. Oğlumun gittikçe çoğalan bir siniri var. Bağırıyor, kardeşine vuruyor. kardeş kıskançlığı diyerek 2 yıldır sakin olmaya çalışıyorum ama artık olmuyor. Ayrıca başarı odaklı bir çocuk. Eğlenmekten çok, birşey öğrendim mi, başardım mı? diye bakıyor. Ben ise daha mutlu bir birey olmasını istiyorum. Sinirlenince gözü kimseyi görmüyor. Kardeşi doğduktan 6 ay sonra fotoğraf makinasını alıp en az 50 defa “annem beni sevmiyor” diyerek doldurup bana hediye etti. İlgi istiyor deyip ilgilendik. Arkadaşları, öğretmeni ve arkadaşlarının aileleri onu görev adamı olarak görüyorlar. Görevi ver, düşünme diyorlar. Çocukluğunu yaşamıyor sanki. Bir gün kalktı ” piyano öğrenmek istiyorum” dedi. 2-3 hafta bekledikten sonra yazdırdık. 2. yılında ve hala devam ediyor. 160-200 parçalı yapboz yapar. Legolarla çok farklı araçlar yapar. “Bilgi almıyorsam, birşey öğrenmiyorsam gitmeye gerek yok “lafı Tolga’nın. Şu anda satranç ve zeka oyunlarına ilgi duyuyor. İlerde zaman makinası yapan bir icatçı olmayı düşünüyor. Sınıfta 2 dostu var. Birşeyi unutmuşum. Oğlum biraz takıntılı. Okuldaki dolabı bile düzenli. Her eşyasının yeri var ve o düzende gidiyor. Yemek yerken her farklı yemekte tabak değiştiriyordu. Şimdi ise kalkıp tabağı çalkalayıp yiyor. Yemekleri karıştırmaz, ayrı ayrı yer. Benim yazacaklarım bitmez. Sadece benim için her şekilde harika oğlumun daha mutlu olmasını istiyorum. Sevgiler.. “ Ebeveynlere doldurttuğum formda bulunan ÇALIŞMAYA GELİŞ SEBEBİNİZ bölümüne gayet bilinçli olan ve kendisi de bildiğim kadarıyla 2 üniversite mezunu olup 3. üniversiteyi okuyan bir eğitmen olan annenin yazdığı şu cevap çok hoşuma gitti “Oğlum için geldim. Oğlum mutlu olsun istiyorum. “ . Neden hoşuma gitti? Çünkü Türkiye’de genelde ebeveynler çocuklarının mutlu olmasından ziyade, daha çok ders çalışmaları, okulda daha başarılı olmaları, çevreyle daha uyumlu olmaları…vb şeylerle ilgilenme eğilimindedirler. İlk defa sadece çocuğunun mutlu olmasını isteyen bir anne gelmişti çünkü yukarıda okuduğunuz üzere çocuk zaten tam bir görev adamı ve herşeyde başarılıydı. Formda ayrıca geçmişte kendisine depresyon tanısı konulduğu ama şu anda ilaç kullanmadığı, sadece toz alerjisi için ilaç kullanıldığı yazıyordu. Çocuklarla uyguladığımız teknikler yetişkinlerden tamamen farklı olduğundan Tolga ile seansımız yaklaşık 1 saat sürdü. 1 Saat içinde sohbet ve oyun adı altında en az 3 teknik kullandım. Resim çizdiğimiz bölümde çok güzel bir roket çizdi ama aynı sayfaya eklenti varlığından şüphe edebileceğim bir şekil de yaptı ki bu beni hiç şaşırtmadı. Ardından kısa bir eklenti temizliği yaptık. Tolga gördüğü renk ve şekillerle de eklentinin varlığını ve sonra da tamamen gittiğini teyit etti. Resim yaparken aralarda bolca sohbet ettik. Burada kardeş konusuna birkaç cümleden fazla yer vermedim ve o konuda yönlendirme yapmadım. Bunun dışında en önemsediğim bölüm olan “doğum travması “na baktım. Doğum travmasına çalışırken de son aşamada annesini oyuna dahil ettim. Çalışmayı bu şekilde tamamladıktan sonra akşama doğru başka bir seanstan çıktığımda annesinin Tolga’nın seansından 6 saat sonra göndermiş olduğu sms’i görünce mutlu oldum. Sms’te şöyle yazıyordu “ Bugün çok güzel bir gün deyip durdu. Uçak müzesine gittik, eğlendi. Eve geldik biraz önce. Kardeşimi sevmiyorum ama iyi ki var. Yoksa oyun arkadaşım olmazdı cümlesini kurdu. İnanamadığım için yazdım. Müsait olduğunuzda çaldırırsanız sizi ararım. Teşekkürler. “ Anne ile telefonda görüştüğümüzde bana neden bu kadar şaşırdıklarını açıkladı ” Bugüne kadar kardeşine 5 dk bile dayanamazdı. Eve geldiğinde onunla 1 saat oynamasına çok şaşırdık. “ Seanstan sonra bir süre bekleyip Tolga’nın aynı şekilde devam edip etmediğini görmek istediğim için en az 10 gün daha beklemek istedim. 10 gün sonra annesinden aldığım geri-bildirim emaili ” Merhaba, Tolga’nın hayatında seanstan sonra birçok şey oldu. Okuldan geldiğinde ufak bir konu bulup enerjimi tüketen oğlum, artık sakin bir şekilde olayları anlatıyor. Kardeşi kapıyı açtığında giiit diye bağıran oğlum, çantasını hemen bırakıp”merhaba deyip onu kucağına alıp döndürüyor. Kardeşini odasının kapısında bile görmeye tahammülü olmayan oğlum, Kardeşim, şimdi bir oyun oynuyorum. Bitince sana gösteririm olur mu?’ diyerek kırmadan gönderiyor. Yakın bir arkadaşımın yaşıt çocukları var. Kızıma vurulduğunda hiç umursamayan ve arkadaşı ve arkadaşının kardeşiyle oyun oynamaya devam eden oğlum, şimdi kardeşine vurulduğunda hemen gelip neren ağrıdı diyerek kardeşini sakinleştirmeye çalışıyor. Hatta hiç dokundurmadığı oyuncaklarını getirip oyun oynamasına izin veriyor. Vuran kişiye kızıyor. Size sadece Mutlu olmasını istiyorum demiştim ya.. Artık daha huzurlu ve mutlu olduğunu düşünüyorum. Olayları daha çok paylaşıyor, sinirlenince aşırı bağırması azaldı. Bazen sadece size sarılmak istedim diyerek sarılıyor. Ben büyüdüm deyip kucağıma çok gelmeyen oğlum, kucağıma atlıyor. Bir de eşim Pelin yoksa sen mi terapi aldın? Çok sakinsin’ diyor. Aklıma geldikçe farklılıkları sizinle paylaşırım. Herşey için teşekkürler. Bir de düzen durumu vardı. Odasının düzeninden, kurallarından sıkıldığımız oğlum galiba bir hafta boyunca odasını toplamadı. Oyuncaklarını bir güzel dağıttı. Daha sonra düzene girdi. Ama eskisi kadar takıntılı bir düzen durumu yok. “ NOTLAR 1 ÇOCUKLARLA REGRESYON Çocuklarla regresyon terapisi yapmak için önce regresyon terapisi eğitimi almalı, ondan sonra ileri bir teknik olan çocuklarla regresyon terapisi eğitimini tamamlamalısınız. Çocuklarla regresyonda uygulanan teknikler, yetişkin seanslarında kullandığımız tekniklerle aynı değildir. Çoğu zaman dışardan izlediğinizde sadece sohbet ediyor veya oyun oynuyor gibi görünürüz ama her o esnada her söylediğimiz kelimenin ve her oynadığımız oyunun mutlaka bir amacı vardır. 2 Çocuklarla regresyon terapisi seansları bir yetişkin seansına nazaran çok daha kısa sürer çünkü bir çocuğu o odada 1 saatten fazla tutamazsınız. O yüzden çok hızlı ve yaratıcı olmanız gerekir. En önemlisi ise bir çocukla nasıl iletişim kuracağınızı bilmeniz gerekir. Dünyanın en bilgili ve en iyi terapisti bile olsanız, eğer karşınızdaki çocuk sizin enerjinizden hoşlanmazsa, ağzınızla kuş tutsanız o gün o seansı yapmanız mümkün olmaz. Dolayısıyla kısa ve kolay gibi görünse de yetişkinlerle çalışmaktan çok daha zorlayıcıdır. Mesela; bir yetişkin bir yerden referansla size gelebilir, tek amacı sizle çalışıp sorununu çözmektir…sizinle kimyasının uyuşması olmazsa olmaz bir şart değildir. Ama bir çocuk sözkonusuysa, çocuğun en son umrunda olan şey referans veya sorununu çözme isteğidir. O yüzden çocuklarla seansta kimya uyuşması çok çok daha önemlidir. 3 Çocuklarla regresyon terapisi hata affetmez. Bir yetişkinle seansınızın üzerinden 2 gün geçse ve aklınıza yeni birşey gelse, o kişiyi tekrar çağırıp seansa rütuş yapabilirsiniz. O konuya gerekirse ilerde bir daha, bir daha bakabilirsiniz. Ama bir çocuğu bazen sadece 1 kere görme şansınız olur. Aynı travmatik olayı çocukla tekrar ve tekrar konuşamazsınız. Hele ki bu geçmiş yaşam kaynaklı, bilinçaltının tozlu çekmecelerinde duran travmatik bir konuysa ve eğer o açılan çekmece nasıl düzenleyip kapatacağınızı bilmiyorsanız, bu işe kesinlikle el atmamalısınız. Ayrıca her vaka, regresyona uygundur diye birşey yoktur. Hangi konunun haddiniz olup olmadığını yetişkinlerde 1 kere düşünüyorsanız , çocuklar söz konusu olduğuna en az 5 kere düşünmeniz gerekir. 4 Çocuklarla regresyon seanslarından önce anne-babanın işbirliği yapıp yapmayacağını mutlaka sorarım. Eğer çocuğu getirip bunu düzelt fix it ! mantığındalarsa genellikle benim için o seans gerçekleşmez. Bazen ebeveynlerden sadece birinin bile direnç göstermesi, çocuğun iyileşmesi önünde bir engel yaratabilir çünkü her zaman olmasa da çocuklar çoğunlukla ebeveynlerinin bir sorununa aynalık yapmaktadırlar. Eğer ebeveynlerden bir tanesinin o sorunla yüzleşme cesareti yoksa, işimiz çok daha zorlaşır. Bu arada, çocukla başladığım ama 2. seanstan sonra ebeveynlerle çalışmak istediğim seansların oranı oldukça fazladır. Emin olabilirsiniz ki ebeveynleri kendi sorunlarını çözmüş ve mutlu olan çocukların ilerlemeleri çok daha hızlı olmaktadır. Bunun haricinde, çocukların sadece ebeveynlerin değil de bazen daha üst kuşakların yüklerini taşıdığını da hesaba katarsanız ki travmaların DNA’lar aracılığıyla kuşaklar arası aktarıldığı artık bilimsel bir gerçektir , bu konuya çok boyutlu bir bakış açısının gerektiğini daha iyi anlarsınız. 5 Yukarıdaki vakada, annenin çocuğunu henüz seansa getirmeden önce kendisinden talep ettiğim bilgilendirme mesajını okurken eklentiden şüphe etmiştim. Çocuğun yetişkin tavırlarından, normal bir çocuk gibi davranmaya başlaması ve bazı takıntılarının geçmesi de zaten bu sorunların eklenti kaynaklı olduğunu doğruluyor. Sevgilerimle, Eylül Erdoğan
3 Kardeş kıskançlığının artmasının nedenleri nelerdir? Kardeş kıskançlığında aslında temel faktör çocuğun kendisine yönelik ilginin azalması ve bu ilginin kardeşine yoğunlaşması ile ilgili duyulan kaygıdır. Özellikle yeni bir kardeşin gelmesinin beklendiği veya yeni kardeşin doğumuyla birlikte bu durum oluşabilmektedir. Anne babalar yoğun iş yaşamında gerekli vakti çocuklarına gösteremiyorlarsa çocuk ve ebeveyn arasında iletişim bozukluğu var ise çocukta akademik başarısızlık ve okul […] 2 Kardeş kıskançlığında olası çözüm yolları nelerdir? Anne babalar yeni çocuk gelmeden büyüğünü bu duruma hazırlamalıdırlar. Örneğin bebeğe ait alışverişler birlikte yapılabilir. Yeni doğan bebeğe ait bazı sorumluluklar yaşına göre büyüğe de verilebilir. Özellikle nasihat verir konumunda olmadan 2 kardeşin ortak özellikleri, ortak kaygıları ortak mutlulukları ön plana çıkarılmalıdır. Kardeş kıskançlığının azaltılmasın da anne baba tutumları önemli belirleyiciler arasındadır. Anne baba özellikle […] 1 Kardeş kıskançlığı nasıl giderilebilir? Ebeveynlerin ve aile üyelerinin farkında olmadan en çok hataya düştüğü durumlar çocuğa sen ablasın’ ya da sen abisin’ yüklemesi yapmaktır. Bu çocuğu daha da bastırır ve kendi kabuğuna iter. Çocukta davranış bozukluğu tırmak yeme, tikler gibi, ya da ileriki dönemde öfke yüklü duygulara yol açar. Hamilelik döneminde kardeşe hazırlanmak çok önemlidir. Kardeşin odasını birlikte hazırlanırken […] 7 Kardeş kıskançlığını azaltmak için bebek doğmadan önce neler yapılmalıdır? Kıskançlık olabildiğince doğal ve olması gereken bir duygudur. Dolayısıyla bizim yapmak istediğimiz çocukta kardeş kıskançlığını ortadan kaldırmaktan ziyade bunu en iyi şekilde nasıl yönetebiliriz. Bunu araştırıyor ve bir takım destek alıyor olmalıyız. Peki çocuk doğmadan önce yapılacak olanlar çocuk doğduktan sonra bir çok problemin önüne geçmektedir. Ne gibi? Öncelikle çocuk annenin gebelik sürecine dahil olduğunda […] 0 Kardeş kıskançlığını azaltmak için bebek doğduktan sonra neler yapılmalıdır? Kıskançlığın şiddetini azaltmak için yapılacak basit teknikle aslında bunun olabildiğince önüne geçmek mümkündür. Peki neler yapılması gerekir. Öncelikle çocuğunuza fazla sorumluluk yüklemeyin. Yani abi olmak abla olmak veya büyük olmuş olmak onun bir tercihi değil veya 3 yaşındaki bir çocuğa bir abi abla görevi üstelemek çok sağlıklı bir davranış olmayacaktır. Öte yandan iki kardeş kavga […]
KARDEŞ KISKANÇLIĞINI ANLAMAK Yazar Yaprak VEZİROĞLU, Uzman Psikolojik Danışman – Psikolog I DOĞUM ÖNCESİ VE SONRASI Çocuğu kardeşinin doğumuna hazırlamak Aileler yeni bir bebek beklerken, çocuklarını buna hazırlamaya uğraşırlar. Hamilelik ve doğum sonrası ile ilgili bilgiler verirler. Bu iyi bir yöntemdir. Neler olacağını bilmek, kaygıyı azaltır. Ancak kendimize şu soruyu sormalıyız Kardeşin varlığına önceden hazır olmak, çocuğun doğumdan sonra yaşayacaklarını kolaylaştırır mı? Olaylara hazırlıklı olunabilir ama duygulara önceden hazırlık yapılamaz. Neler olacağını bilse de, neler hissedeceğini ancak kardeşi var olduktan sonra deneyimleyebilir. Bu, anne ve baba adayları için de geçerlidir. Önemli olan birlikte bu süreci geçirirken, ebeveynin de duygularını çocuğuyla paylaşmasıdır. Eğer anne ve baba çocuğuna ne hissettiğini anlatmazsa, çocuk bu duyguların konuşulabileceğini bile tahmin edemez. Duygusal tedavinin tek yolu vardır, o da duyguları fark etmek, dile getirmek, kabul etmek ve bununla başa çıkmak için yöntemler bulmaktır. “Ben kardeşimi kıskanıyorum” diyebilmesi için, çocuk eleştirilmeyeceğini bilmelidir. Bu nedenle çocuğu eleştirmeden dinlemek, kardeş kıskançlığının en önemli ilacıdır. Eğer “ne kadar ayıp, o senin kardeşin, onu sevmek zorundasın” denirse, çocuk anne babasının sevgisini kaybetmemek için kıskançlığını bastıracak, fakat onların olmadığı yer ve zamanda gizlice fantazisini gerçekleştirmeye çalışacaktır çimdikleme, ısırma, vurma, vb. Ebeveynin yanında ise sertçe sevme ile yetinecektir, ya da mükaemmel ağabey/abla rolünü oynayacaktır. Yaşanan gerçek duygu kardeş kıskançlığı değil, annenin kaybıdır Hiçbir çocuk annesini kaybetmeye dayanamaz. Anne doğum için hastaneye gittiğinde çocuk ve anne birbirinden bir süreliğine ayrılır. Bu ayrılık nedeniyle hele bu süre elde olmayan nedenlerle uzarsa çocuk “terkedilmişlik” duygusunu yaşayabilir ve nedeni olarak kardeşini suçlayabilir. Anne, kucağında “yeni” bir bebekle eve geldiğinde, başka bir bebek bulmak için kendisini bırakıp giden annesine öfke duyar. Ayrıca anne yeni bir bebek istediğine göre, artık kendisini yeterince sevmiyor olmalıdır. En muhtaç olduğu şeyi, yani “sevgi”yi kaybetme telaşına kapılan çocuk için, bu durumun tek çaresi kardeşinden bir an önce kurtulmaktır. Öfkeli çocuk nasıl yatıştırılır? Yeni kardeşi olan çocukların genellikle çok fazla hareketlendiği ve sık sık öfke nöbetlerine kapıldığı görülür. Öfkeli davranışlar, söze dökülemeyen duyguların harekete yansımasıdır. Bu nedenle tedavisi de “konuşmak”, yani dili kullanmaktan geçer. Çocuğun asıl kaygısı “annenin sevgisini kaybetmek” olduğundan, önce bu inancı geçersizleştirmeye çalışmak gerekir. Bu amaçla çocuğa sevgimizi olabildiğince göstermek en iyi yöntemlerdendir. Ancak herşeye rağmen çocuk yine de anne babanın sevgisini sorgulamaya devam eder. “Beni hala seviyor musunuz?”, “Onu mu beni mi daha çok seviyorsunuz?” gibi sorularla sık sık duygularını dile getirmeye çalışır. Aslında bebeğe harcanan zaman ve emek göz önüne alındığında böyle bir endişeye kapılmakta haklı olabilirler, çünkü bebekler çok zaman isterler, oldukça da tatlıdırlar. Sadece anne ve baba değil, çevredeki tanıdık-tanımadık herkes artık bebeğe daha çok ilgi göstermekte, hediyeler getirmektedir. Büyük çocuk “ikinci plana” atılmışlık duygusunu yaşar. İlgiyi çekmek ve fark edilmek için gerekeni yapar. Genellikle en iyi yöntem yaramazlıktır, çünkü bu yolla ilgi çekmek garantidir. Çektiği ilgi “azarlanma” şeklinde de olsa, yetişkin biri onunla göz göze bakacak, onunla ve yalnızca onunla konuşacak, sözünü dinlettiğinden emin olmak için tüm ilgisini ona yönlendirecektir. İşte bu da çoğu zaman yeterlidir! Kızgın çocuğun kardeşine zarar verdiği görülebilir. Bu durumda yapılması gereken hemen davranışa duyguya değil net bir sınır koymaktır “Kardeşine vuramazsın! Kızgın olduğunu anlıyorum duygunun kabulü, ama bunu kardeşine vurarak çözemezsin. Kimsenin ne sana, ne de kardeşine zarar vermesine izin veremem, çünkü ben sizin annenizim ve görevim sizi korumak. Lütfen gel bu konuyu konuşalım” diyebilirsiniz. Konuşarak duygularını boşaltmasını sağlamalısınız. Çocuğunuz “kardeşimi istemiyorum, onu geri gönder”, ya da “onu camdan aşağı fırlat”, ya da “böcek olsa da onu ezsem” diyebilir. Bu sözler sizi korkutmasın, “ne kadar kızgın olduğunu anlıyorum” diye cevap verebilir, ona sarılarak onu ne kadar sevdiğinizi, kardeşi olsa da ondan asla vazgeçmediğinizi hatırlatabilirsiniz. Böylece öfkesi kabul edilmiş hissseden çocuk, sakinleşecektir. Sonra önerdiği yöntemler hakkında konuşabilirsiniz. Kendiniz de duygularınızdan yorgunluk, çaresizlik, vb. söz edebilirsiniz. Konuşamayan küçük çocuklar için kızgınlığını davranışla ifade edebileceği uygun bir yöntem bulmalısınız. Örneğin bir fırlatma yastığı edinebilir, ya da yumruklamak için yumuşak ayısını ona hedef olarak gösterebilirsiniz. ÖNEMLİ Eğer agresif çocuğunuzu cezalandırırsanız örn. döverek, çocuğunuzun şiddet içeren davranışları bitebilir. Ancak kızgınlığı yok olmayacağı için, bu duygusu öfke nöbetleri, gece korkuları, yatak ıslatma, vb. şekillerde kendini göstermeye devam edecektir . II KARDEŞ KAVGALARI 1. Çocukların kavgalarının en büyük sebebi, anne babanın zamanını paylaşamamaktır. Her gün çocuklarınıza ayrı ayrı kısa da olsa bir zaman ayırın. İkisi de sizi kimseyle paylaşmadan, sevginizden emin oldukları bir zaman geçirebilsinler. 2. Kavga ettiklerinde araya girip onları dinlemek, haklıyı haksızı ayırt etmek ve haksızı cezalandırmak pek önerilmez. Çünkü kimin haklı kimin haksız olduğu karmaşık bir konudur. Biri diğerini kızdırmış, bu nedenle tepki almış ise suçlu tek kişi değildir. Ancak yine de birbirlerine vurmalarına izin vermeyin, vuranın bu davranışın sonucunu yaşamasına izin verin. Siz araya girmezseniz aralarında bir süre sonra anlaşmaları daha kolay olacaktır. 3. Küçük olanı korumayın. Bazen küçükler büyüklerden çok daha zalim olabilirler. 4. Büyüğün ezdirmeyin, haklarına saygı gösterin. Buna kardeşinin de uymasını sağlayın. 5. Birbirleriyle anlaşamıyorlarsa, onları ayırın. Bir süre ayrı vakit geçirdikten sonra sakinleşeceklerdir. 6. Onların çözümü bulacaklarına güvendiğinizi söyleyin ki bu konuda çaba göstersinler. 7. Uğruna kavga edilen şeyi ortadan kaldırın. Kısa kısa soru ve cevaplar Kardeş için en uygun zaman nedir? Anne ve babanın kendini kazır hissettiği zamandır. Tek çocuklar problemli midir? Bu, anne ve babanın çocuk yetiştirme yöntemlerine bağlıdır. Büyük olana ne kadar sorumluluk verilmelidir? Alınan yeni rol onların hazır olduğu biçimde olmazsa sorun yaratır, ablalık/ağabeylik sorumluluğu ağır gelir. Bu nedenle “Sen artık ağabey/abla oldun” sözünü dikkatle kullanmak gerekir. Ablalık veya ağabeyliğin olumlu yönleri vurgulanmalıdır. Örneğin “artık abla oldun, yaramazlığı bırak da kardeşine iyi örnek ol” denirse abla olmak ona zor gelir. Ama “istersen kardeşinin ablası olarak bezini getirebilir ve bana büyük bir yardım yapmış olursun” denirse o da kendini olayın bir parçası olarak kabul eder, kendini değerli hisseder. Ya kendisini de emzirmemi isterse? Bu durumda kibarca “çok istersen deneyebilirsin, ama sen bardaktan süt içmeyi becerebiliyorsun, çünkü büyüdün. Kardeşin henüz bunu yapamadığı için bu şekilde beslenmek zorunda. Sen de bebekken aynı onun gibi süt emmiştin.” diyerek beklentinizi ima edebilirsiniz. Bir-iki denedikten sonra bebekliğin pek de keyifli olmadığını anlayıp vazgeçecektir. Sık yapılan yanlışlar 1. “Kardeşini senin için yaptık” Bu çok ağır bir sorumluluktur. Yeni doğacak olan çocuk, en başta anne ve babanındır, sorumluluk onlardadır. Çocuk yapma isteği ve kararı yalnızca onlarındır. Ayrıca çocukların her istedikleri yapılmaz. Anne ve baba durumu değerlendirir, uygun bulduğu istekleri gerçekleştirir. KISKANÇLIĞI AZALTMAK İÇİN BAZI ÖNERİLER 1. Çocuğunuzun yeni bebekle ilgili merakını gidermek için ona sizin kontrolünüz altında dokunmasına izin verin. Bebek sizin kucağınızda iken büyüğün onunla konuşmasını isteyin. Dokunma ve iletişim, ikisinin de gelişimi için çok önemlidir. 2. Çocuğunuzun bebekle nasıl oynayacağını ya da dokunacağını öğretirken “hayır” lardan kaçının. “Hayır, bebeğin gözüne dokunma” yerine “bebeğin gözleri çok narin, onun yerine ellerine dokun, eminim ellerini okşaman onun çok hoşuna gidecektir” deyin. 3. Çocuğunuzu kırmadan iş birliğini sağlamanın en iyi yollarında biri de uyarılarınızı bebeğin dilinden vermenizdir. Sanki bebek konuşuyor gibi sesinizi inceltip “bana gülümsemeni çok seviyorum”, “bana dokunmadan önce ellerini yıkarsan ben de temiz kalırım” diyebilirsiniz. 4. Sürekli hayır ve dur yerine ya büyükleri oyalayacak bir şey bulun, ya da küçüğü bir bahaneyle uzaklaştırın. 5. Çocuğunuzun bebeklik filmlerini ya da fotoğraflarını çıkarın. Hatta bunu doğumdan önce yapın. Kendisi bebekken ona da ne kadar çok ilgi gösterdiğinizi hatırlatın. 6. Hiçbir anne baba çocuklarına eşit davranamaz; adil davranması yeterlidir. Bu nedenle mutlaka herşeyi onlara eşit paylaştırmaya çalışmayın. Yaşına ve yapısına göre her çocuğun ihtiyacı ve anne babadan beklentisi farklı olacaktır. Bunların önce siz farkına varın, sonra da çocuklarınıza bu durumu anlatın “Sana bir kaşık, ablana iki kaşık pilav koydum, çünkü o senden daha büyük ve daha çok yemeye ihtiyacı var”, “kardeşin henüz bakıma muhtaç, bu nedenle onu ben yediriyorum. Ama seni yedirmiyorum, çünkü büyüdün ve kendin yiyebiliyorsun. Senin de derslerine yardımcı oluyorum” 7. Büyük çocuk kıskanacak diye annenin küçük çocuğa daha az fiziksel ilgi ve yakınlık göstermesi, kardeşinin yanında öpüp okşamaktan kaçınması küçük çocuğun ihtiyaçlarının tam anlamıyla karşılanamaması anlamına gelir. Aksine abartılmadan, gereğince sevip okşanan kardeşini gören büyük çocuk kardeşini nasıl sevebileceğini öğrenirken, küçük çocuğun da ihtiyaçları karşılanmış olur. 8. Çocuklar arasında kesinlikle karşılaştırma yapılmamalı, rekabet hissi doğuracak yorumlar yapılmamalıdır. 9. “Sen annenin oğlusun, sen de babanın kızısın” gibi sözler kardeşler arasındaki ilişkiye zarar verir ve rekabet hissini artırır. Oysa çocukların hem annelerinin, hem de babalarının sevgisine ihtiyaçları vardır. Anne babanın çocukları arasında ayrım yapmadığına öncelikle kendilerini inandırabilmeleri, çocuklarının kişiliklerine, yaşlarına, ihtiyaçlarına uygun tavır ve tutumlar sergileyebilmesi çoğunlukla kardeşler arasındaki olumlu ilişkileri güçlendirir.
Aynı cinsiyetten olan birçok kardeş birbirlerinin en iyi arkadaşı olurken farklı cinsiyetten kardeşlerin birbirleriyle sık sık kavga etmeleri yaygındır. Bu kardeşlerin zaman zaman birbirlerini çok seven zaman zaman da birbirlerinden nefret etmeye kadar varan duygusal gelgitleri vardır. Kardeş kıskançlığı sıklıkla ikinci çocuğun doğumundan önce başlar, büyüme süreci boyunca oyuncaktan ilgi paylaşımına kadar her alanda yaşanır. Yaş ilerledikçe değişen gereksinimler birbirlerine nasıl davrandıklarını da etkiler. Kıskançlık Nedenleri Paylaşma zorunluluğuÇocuklar sahip olacakları aileleri seçemedikleri gibi kardeşlerini de seçemezler. Farklı cinsiyette, yaş gruplarında ve kişiliklerdedirler ve en kötüsü de paylaşmak zorunda oldukları kişiler vardır anne babaları. Kardeşlerin aile içindeki yerleriEn büyük çocuk kardeşlerinin sorumlulukları altında kendini ezilmiş hissedebilir ya da en küçük çocuk büyük kardeşini yakalayabilmek için ömür boyu uğraşır. Cinsiyet Örneğin erkek çocuk babası onunla daha çok ilgilendiği için kız kardeşinden nefret edebilir. Öte yandan kız çocuk da babasıyla maça giden erkek kardeşinin yerinde olmak isteyebilir. Yaş 5 ve 8 yaşındaki kardeşler bazı oyunları birlikte oynayabilirler ancak yaşları 10 ve 13 olduğunda birlikte oyun oynama olasılıkları azalacaktır. Anne baba tutumu Anne babalar çocuklarına karşı tarafsız olmaları gerektiğini bilirler ancak bu her zaman çok da kolay değildir. Anne babaların farklı kişilik, gereksinim ve konumları olan çocukları hakkında farklı duygular yaşamaları kaçınılmazdır. Küçükler çoğunlukla büyüğün sahip olduğu haklara sahip olmak ister ve bu gerçekleşmediğinde de bunun haksızlık olduğunu söyleyerek mızıldanır. Bu durumun haksızlıkla ilgisi yoktur ve anne babalar bu oyuna gelmeme konusunda birbirlerine destek olmalıdırlar. Çocuklar Neden Kavga Ederler? Kardeşler birçok sebepten dolayı kavga ederler. En çok kıskançlık ve rekabet hırgür ve çekişmenin artmasına neden olur. Bunların dışında değişen gereksinimler, mizaç özellikleri, özel gereksinimli kardeş ve rol modeller de kardeş kıskançlığında etkilidir. Değişen gereksinimler Okul Öncesi, okul çağı ve ergenlik gibi farklı yaş dönemlerinde değişen gereksinimler sonucu kardeşlerin birbirlerine yaklaşımları da farklılık göstermektedir. Küçük çocuklar oyuncak paylaşımı konusunda sorun yaşarlarken, okul çağı çocukları için “haksızlık”, “adaletsizlik” kavramları ön plandadır ve bu nedenle de küçük kardeşe karşı neden farklı davranıldığını anlamakta zorlanırlar. Ergenler ise daha çok kendileri ve arkadaşlarıyla ilgili olduklarından kardeşleri ile ilgilenme konusunda pek de hevesli olmayabilirler. Mizaç özellikleri Kardeşlerin mizaçları arasındaki benzerlikler ve farklılıklar da kıskançlıkta rol oynar. Özel gereksinimler Evde fiziksel ya da sosyal olarak daha fazla ilgiye gereksinimi olan bir çocuk olduğunda diğer çocuk da istediği, gereksinim duyduğu ilgiyi alamadığı için kıskanabilir ve kardeşiyle çatışabilir. Rol modeller Ebeveynlerin sorun çözme becerisi çocuklar için referanstır. Anne baba karşılaştıkları sorunlarda hangi yöntemlere başvuruyorlarsa çocuklar da yaşadıkları sorunlar karşısında benzer davranışları sergiliyorlar. Kardeşlerin Birbirlerinin Gelişimlerine Olan Katkıları Birçok insan için kardeş ilişkileri yaşamlarındaki en uzun süreli kişisel ilişkidir. Kardeşler birbirleriyle olumlu ilişki oluşturduklarında birbirlerinin en yakın arkadaşı olabilirler. Kardeşler büyüme süreci içerisinde birbirlerinden ayrışma süreci de yaşarlar. Bu noktada belli düzeyde yaşanacak çatışma ve rekabet sağlıklıdır. Çatışan ve rekabet içinde olan kardeşlerin bu çatışmaları şiddete başvurmadan çözebilmeleri zorluklar karşısında daha dayanıklı olmalarını sağlar. Kardeşler karşısındakini anlama ve empati becerisinin gelişimi açısından da birbirlerine katkı sağlarlar. Doğum Sırasının Kardeş Üzerine Etkileri Anne babaların ilk doğan çocuğa daha farklı davranmaları olağan bir durumdur. İlk çocuğa daha çok ilgi gösterilir, daha fazla konuşulur ve daha fazla uyaran verilir. Bununla birlikte ebeveynlerin ilk çocukla ilgili kaygı düzeyleri de yüksek olur. İlk çocuklar genellikle bir yetişkini model almak zorunda kalırlar. İlk doğan çocukların genellikle diğer kardeşlere oranla daha başarı odaklı, otoriteye daha bağlı, daha sadık, işbirliğine daha açık, daha yardımcı, takdire daha çok gereksinim duyan, daha sorumlu olduğu gözlenmektedir. Ortanca çocukların genellikle daha dengeli oldukları görülür. Bu çocuklar anlaşma, uzlaşma konularında daha başarılıdırlar. Uyum sağlama becerileri daha gelişmiştir. Küçük çocuklar genellikle daha dışa dönük, sevgisini daha rahat gösterebilen, büyük kardeşlerine oranla daha kolay risk alabilen çocuklardır. Cinsiyetin Kardeş Üzerine Etkisi Kardeşler arasındaki cinsiyet benzerliği ve farklılığı kardeş ilişkileri üzerinde belirleyicidir. Kız kardeşler arsındaki ilişki genellikle en uyumlu ve dayanışmaya yönelik olan ilişkidir. Erkek kardeşler arasında duygusal bağlılık genellikle daha düşüktür. İlişkileri genellikle çatışma ve rekabet üzerinedir. Aynı cinsiyetten olan kardeşlerin ilişkileri farklı cinsiyetten olanlara göre daha yakındır. Yaş Farkının Kardeş İlişkilerine Etkisi Yapılan araştırmalar kardeşler arasında altı ve daha fazla yaş farkı olduğunda ilişkilerinin de yakın olmadığı yönündedir. Yaş farkı azaldıkça ilişkiler yakınlaşır. Ancak yaş farkı 2 ve daha az olduğunda kardeşler arası rekabet ve çatışma artar. Kıskançlığın en az düzeyde yaşanabilmesi için ne yapılmalı? Anne babalar çocuklar daha küçükken kıskançlıkla baş etmek ve kardeşlerin birbirlerine karşı saygılı olmaları için çocuklarına yardımcı olabilirler. Doğumdan önce Birçok anne baba yeni bir kardeşin doğumunun büyük çocuk üzerindeki bırakacağı etki hakkında endişe eder. Araştırmalara göre iki çocuk arasındaki yaş farkının en az üç yıl olmasının uygun olduğu belirtilmektedir. Ancak birçok etken nedeniyle bu gerçekleşememekte ve bir aile için uygun olan zaman dilimi diğer aile için uygun olmayabilmektedir. Yaşı kaç olursa olsun bir çocuk için kardeş sahibi olmak çocuğun hayatındaki zor dönemlerden biridir. Olumlu ve uyumlu anne baba çocuk ilişkisi kadar kardeşler arasında iyi ilişkilerin gelişmesini sağlamak da çok önemlidir. Çocuğun hamilelik boyunca annesinin karnına dokunarak, bebekle konuşarak erken dönemden itibaren hazırlanmasında yarar vardır. Kardeşe hazırlık çocuğun yaşına göre değişir. İki yaştan önce çocuklar genelde ne olup bittiğini anlayamazlar. Annenin karnında bebek olduğunu söylemek çocuğun yakında aileye yeni biri katılacağı fikrini anlamasına yardımcı olacaktır. Daha büyük çocuklar bebeğin annenin karnında büyüdüğünü ve hazır olduğu zaman geleceğini anlarlar. Hamilelik ve bebeklik resimlerini göstermek neler olup bittiğini anlamalarını kolaylaştırır. Bebeğin ultrason resimlerini göstermek, isim bulmasını istemek de çocuğu hazırlayıcı olaylardır. Günümüzde hiçbir çocuk “leylek getirdi” masalına inanmamaktadır ve bu tarz hikayeler çocuğun anne babasına olan güvenini zedeler. Doğumdan hemen sonra Yaşına ve becerilerine uygun olarak çocuğu kardeşinin bakımına dahil edin. Birçok çocuk hayatlarına giren bu yeni varlık hakkında meraklı olur, bebeği tutmak, beslemek çok hoşlarına gider. Ancak eğer çocuk sıkılırsa ya da ilgi göstermezse dehşete düşmeyin çocuk hiçbir zaman bebeğin bakımını üstlenmek zorunda hissettirilmemelidir. Doğumla birlikte çocuğa bir hediye almak çocuğun kaybettiğini düşündüğü ilgiyi aslında kaybetmemiş olduğunu gösterir. Sonraki yıllar Bazen ilk bir iki yıl içerisinde büyük çocukta alt ıslatma, bebeğin yatağında uyumak isteme, kucağa alınmayı talep etme, parmak emme gibi bazı bebeksi davranışlar görülebilir. Bu durumda bazı davranışlara izin vermek ve sabırlı olmak çoğunlukla işe yarar. Anne babalar ne yapmalı ve ne yapmamalı? 1. Karşılaştırma yapmayın. Her çocuk kendisinin özel olduğunu hisseder ve doğrusu da budur. Karşılaştırma yerine her çocuktan kendi yaşına uygun davranışları sergilemesi beklenmelidir. 2. Çocuğunuzun kızgınlığını göz ardı etmeyin ya da bastırmayın. Kızgınlık göz ardı edilebilecek bir duygu değildir. İnsanca bir duygudur ve birbirleriyle anlaşmazlığı olan kardeşler için de normaldir. Çocuklar kızgınlığın normal olduğunu, bunu kontrol etmek gerektiğini, kaba ve zarar verici davranışlarla gösterilmesinin uygun olmadığını anne babalarından öğrenmeye ihtiyaç duyarlar. Çocuğu sakinleştirdikten sonra kızgınlığı hakkında konuşulmalıdır. 3. Çocukların birbirlerini suçlamalarına neden olabilecek durumları azaltmaya çalışın. Öncelikle çocuklara duygularla davranışların aynı anlama gelmediği öğretilmelidir. Bebeğin kafasına vurmayı istemek normal olabilir ancak anne babalar çocuğun bunu yapmasını engellemeliler. 4. Mümkün olduğunda kardeşleri birbirlerinin farklılıklarını anlamaları ve kabul etmeleri konusunda yalnız bırakın. 5. Kardeşe yönelik olumsuz duyguları reddedip ele almamak yerine onları kabul edin, tanıyın. 6. Çocuklara eşit şekilde davranmaya gerek yoktur. Her birine ayrı ayrı kendi gereksinim ve kişilik özelliklerine uygun biçimde davranılması gerekir. Eşitlik duygusundan çok adalet duygusu geliştirilmelidir. 7. Sevginizin eşit olduğunu göstermeye çalışmak yerine her çocuğa bir diğerinden ayrı olarak sadece kendisine özel bir sevgi duyulduğunu gösterin. 8. Eşit zaman ayırmaya çalışmak yerine her çocuğa kendi gereksinimine göre zaman ayırın. Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.
kardeş kıskançlığı ile ilgili drama