ElbetteAlmanca. Çünkü resmi dil ve o yüzden de okullarda Almanca okutuluyor. Yani tüm diller bir yana Almanca bir yana. Göçmenlerin, kent merkezlerinde değil de varoşlara toplandığı da göze batan bir olgu olarak dikkat çekiyor. Tabii merkez ve çevre ilişkisi/farkı Doğu toplumlarındaki gibi keskin değil.
KitaptaPequod gemisi mürettebatına karşı, beyaz balina Moby Dick arasında süren bir mücadele. Aslında gemi mürettebatının tamamını beyaz balinayı avlama konusunda takıntılı olarak suçlayamayız. Moby Dick’i öldürmeyi kafasına koymuş tek bir adam var o da geminin kaptanı Ahab.
BeyazGemi Kısa Özet. Beyaz Gemi, romanının kahramanı yedi sekiz yaşlarında bir çocuktur. Çocuk; saflığın, bozulmamışlığın ve geleceğin sembolüdür. Aytmatov, çocuğun saf ve temiz dünyasından, hayatın acı ve çıplak gerçeğine uzanan bir roman kurgusu oluşturmayı başarır.
OdaSanat,rahat tarzı ve şıklığı aynı anda sunan bir butik olarak dikkat çekiyor.Fiyat ve kalite dengesi gayet iyi.Takılar ise gerçekten çok güzel.Ezgi hanımın müşteri ile ilişkisi gayet olumlu ve olması gerektiği gibi.Sadece minik bir bakışınız yardımınıza gelmesi için yeterli.Onun dışında ürünleri incelerken kendinizi asla satış danışmanı tarafından
BeyazGemi ; Белый пароход (İngilizce: The White Ship) Yazar: Cengiz Aytmatov: Çevirmen: Refik Özdek: Ülke: Kırgızistan: Dil: Rusça: Konu: Bir Kırgız çocuğunun dram dolu hikâyesi: Tür: Roman: Yayım: 1970 (özgün) 2016 (Türkçe) Yayımcı: Ötüken Neşriyat Yayınları: Medya türü: Kitap / e-kitap: Sayfa: 168: ISBN: 9789754370430
1. Sodom ve Gomore de işgal altındaki İstanbul anlatılır. 2. Roman işgal kuvvetleriyle memleketin yerlileri arasında geçer. 3. Sami Bey işi nedeniyle yabancılarla haşır neşir olan biridir. 4. Kitabın sonunda Leyla ile Necdet evlenir. A) Yalnız 1.
bm2r. KİTABIN ADI BEYAZ GEMİKİTABIN YAZARI CENGİZ AYTMATOVYAYIN EVİ ÖTÜKENBASIM YILI 1970SAYFA SAYISI KONUSUAnnesi ve babasını tarafından küçük yaşta dedesinin yanına bırakılmış bir çocuğun hayal dünyası ve babasına ulaşma isteği ÖZETİKırgısiztanSSCBSan Taş Vadisi ,boğazların,yamaçların arasında ormana doğru uzanan bir yakınında Isık Gölü orman koruculuğu yapan üç aile ve karısı Bekey,Gülcemal ve kocası Seydahmet ,Mümin Dede ,nene ve onlarla beraber henüz yedi yaşına yeni girmiş küçük bir erkek Dede’nin her işe koşan ,kimseye itiraz etmeyen bir kişiliği iyi huylu olmasından dolayı çevresindekiler tarafından pek karısı ölmüş ve tekrar Buğu aşiretindendir,bununla anlattığı bir efsane vardırEfsaneye göre, çok eskilerden Yenisey kıyılarında yaşamakta olan kabileler birbirleriyle birisi olan Kırgızlar çok iyi savaşçı olmalarına rağmen birgün haince küçük bir kız ve erkek çocuk canlı olarak sonra çocuklar ölmek üzere iken bir buğumaral,geyik onları kurtarmış ve çok uzak diyarlara Işık Gölü civarı iki çocuktan yeni bir kabile oluşmuş ve kendilerini buğu olarak nedenle, Maral Ana’nın dede ve çocuk için kutsal bir değeri vardır. Çocuğun okul çağı geldiği için dedesi ona güzel bir okul çantası çok uzak olduğu için dedsi onu hergün atıyla okula götürüp annesi ve babası ayrılmışlar ayrıca vadiden şehre Mümin’in küçük kızı Bekey’ söz dinler bir şeye karışmayan,kimseyle tartışmayan bir kişiliği kuvvetli olsada tembel bir korucularının amiridir ve maaşlarını O’ndan nedenle üç ailenin ipleri de Orozkul’un bunu çok iyi bilmekte ve çoğu zaman bunu kötüye çıkmış olan koyun ve yılkıların çobanları ona sık sık ziyafet nedenle bir çok kişiyi tanımaktadır ama bunlar çıkara dayalı ovada ev kurmak isteyenlerden ağaca ihtiyacı olan gider ve ondan iyi bir insan içtiği zaman çocuğu olmadığı için karısı Bekey’i çok ağır döver, dengesiz bir insana çocuk ,dedesi hariç pek fazla varlığından, yokluğundan çoğu zaman haberleri bile da onlara aldırış etmemektedir dedesine ,diğerleri O’na saygı Orozkul O yokmuş gibi davranmakta, çoğu zaman da içinde kendine ait bir dünyası vardır. O’na göre nehir kenarındaki büyük kayaların kimisi tak kimisi kurttur .Dedesi yüzebilmesi için küçük bir gölet bulduğunda oraya arkadaşı,can dostu dedesinin ona aldığı çanta ve diğeride konuşup,onlarla sohbet dağları,ovaları,ormanı,gölü gözetlemeyi en çok beyaz gemiye ilgi şu gölde dolaşan, babasının çalıştığı öyle düşünür ve buna inanmaktadır..Birgün balık olup o gemiye gideceğini hayal Maral efsanesini O’na da dede ve çocuk haricinde diğerleri bu efsaneye aldırış etmemektedirler. Günler geçip içince kudurur ortalığı darmadağın eder,herkesin huzurunu birisine ağaç sözü kesmişlerdi ama onu ormandan getirmek hiçte kolay dede arkada, Orozkul önde bir an için kontrolden çıkar ve biraz yuvarlanır. O sırada Mümin yıllardır bölgede görülmeyen Maralları döndüklerine soğuktur ve ağacın yola indirilmesi akşama almaya ağacı nehirden geçirirken ağaç sıkışır ve onu oradan alacak adamalar akşam olunca onları kendi evinde misafir hep birlikteağacı çıkarmaya işi yaparlarken Maralları biri avlanmayı teklif edince,Orozkul bunu kabul dede ava engel olmak istemesine rağmen kimseye söz kaç gün önce çocuk da görmüş ve bir sürü de hayal bu zamanlarda biraz kötüdür ve çocuğu da evde süre sonra dışarıdan gelen ayak sesleriyle üzerine ayağa kalkar ve dışarıya önünde büyük bir ateş hayvanı hariç hepsi gördüklerine çok boylu boyunca uzanan Maral Ana değil mi?’ diye işleri bittikten sonra ziyafet için Orozkul’un evine çocuğa aldırış ettiği usulca nehire doğru yürümeye başlamıştır karar vermişti bu böyle olmayacaktı,babasının yanına bir balık edasıyla nehirin azgın sularına bırakır,Beyaz Gemiye ulaşacağını umarak,’Merhaba Beyaz Gemi ben geldim!’. ANAFİKRİ İnsanoğlu iyi için kendisiyle dahi olsa her zaman savaşa hazır OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİÖyküde kötüyü ve iyiyi temsil eden karakterler kötüyü,çocuk iyiyi temsil sonunda ,bildiğimiz sıradan sonlara zıt olarak kötü galip da öyküye ayrı bir boyut bu gibi yazılarda önemli olan kötü veya iyinin galip gelmesinden öte okuyucuya iyi olma bilincinin göre,öyküde bir efsanenin yer alması olaylara farklı bir taraf , Geyik Ananın bütün varolanların anası olduğu kabul zulümden nefret ettirilmeye kötülükle değil,iyilikle karşılık vermemiz Dede’nin pasif kişiliği yetersiz buna zıt olarak çocuğun kötülüğü kabul etmeyişi , onu ayrı bir varlık olarak kılıyor. Yazar Cengiz Aytmatov 'adsız oğlan' ve serüveninden Da Yayınlarının yayınladığı son baskıya yazdığı önsözde genişçe bahsediyor ;"Beyaz Gemi 'deki 'adsız oğlan' , sadece benim yetiştiğim döneme mahsus bir tip değildir. Geleneğinden ve köklerinden kopartılmış nesillerin, dünyanın her tarafında yaşadıkları ve yaşayacakları büyük trajedinin kahramanlarından biridir. Dünyada her zaman vardı ve var olacaktır'adsız oğlan'lar. Ben Beyaz Gemi 'de bu kayıp nesillerin dramına işaret etmek değişti artık; Soğuk Savaş'ın sıcak günlerinde değiliz. Kaybolan adsız oğlanları aramak ve bulmak için bugün daha fazla şansa sahip olduğumuzu düşünüyorum. Tıpkı , Orta Asya başta olmak üzere dünyanın her tarafına yayılmış olan bir okul ağının yaktığı ilim ve irfan ışığıyla bu kayıp nesillerin şahsında benim adsız oğlanımın izini takip etmeleri gibi örnekler dünya üzerinde giderek çoğalmakta. Vatanlarından binlerce kilometre uzaklara gitmekten çekinmeyen ve oralarda pek çok fedakarlığa katlanmayı göze alan genç insanların varlığına şahit olmak, beni günün birinde 'adsız oğlan' ların olmayacağı ve tek tek bulunacakları bir dünya konusunda iyimserliğe sevkediyor. Yarım asır önce yazılmış bulunan Beyaz Gemi'nin bu arayışa tutulan bir ışık olması, en büyük temennimdir. HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLERÖykü içinde , yaşanabilecek olayların bir çocuğun gözüyle nasıl algılanıp yorumlanabileceğine tanık kötülüğün ve hayatın çocuğa karşı acımasızlığı söz nedenle olayların iyi anlaşılması ve çözümlenmesi güzel bir üslupla zor olmayan fakat insanı düşünmeye itici olaylardöngüsü söz Aytmatov’un insanı ve insanın duygu ve düşüncelerini dede-torun,masal-gerçek arasında kurduğu dramatik çerçevede ele alan ve tahlil eden şaheser bir YAZARI HAKKINDA BİLGİ CENGİZ AYTMATOV1928Kırgız edebiyatının en tanınmış,belki de en çok sevilen yazarlarından öykülerini Kırgızistan Tarım Enstitüsü’nde okuduğu yıllarda yazıp yayımlamaya Sovyet Yazarlar Birliği’ne kabul Kırgızca ve Rusça yazan Aytmatov konularını genellikle yakın çevresinden halkının Savaşı yıllarında yaaşdığı acılı ve kederli olayları,sıradan kişileri,memurları,yaşlı köylüleri duyarlı,sevecen,içten,sevgi dolu bir yaklaşımla ilk uzun öyküsü Cemile’ yayımlandıktan kısa bir süre sonra ,yapıtının yabancı dillere çevrilmesiyledünyaca tanınan bir yazar Öğretmen Duyşen’ adıyla da çevrilmiş olan İlk Öğretmenim1961’ Aytmatov’un ülkemizde tanınıp sevilmesini Lenin Edebiyat Ödülü’nü alan yazarın toplumsal sorunları ele aldığı yapıtların başında Hasat Yolu1963’ ve Kopar Zincirlerini Gülsarı1966’ sorunların anlatımında , Kırgız destanlarının dilinden başarıyla başyapıtı olarak değerlendirilen Beyaz Gemi1970’,uzaklardaki babasını getirecek beyaz bir gemiyi bekleyen çocuğun çoğu Türkçe’ye çevrilmiş olan Aytmatov’un bir öyküsünü Selvi Boylum Al Yazmalım’ adıyla yönetmen Atıf Yılmaz sinemaya uyarlamıştır.
Edebiyat > Metin > Metinlerin, yazıldığı dönemin zihniyetiyle ilişkisi Metinlerin, yazıldığı dönemin zihniyetiyle ilişkisi ♦ “Zihniyet“, bir dönemdeki sosyal, siyasî, idarî, adlî, askerî, dinî güçlerin, sivil toplum örgütlerinin, ticarî hayatın, eğitim etkinliklerinin birlikte oluşturdukları ortamı ve bunların hiçbirine indirgenemeyen duygu, anlayış ve zevk bütününü ifade eden bir terimdir. Her metin, yazıldığı dönemin zihniyetini yansıtır. Bu, yazar ya da sanatçının toplumsal bir varlık olmasının zorunlu bir sonucudur. Felsefede, sosyolojide ve psikolojide soyut olarak dile getirilen düşüncelerin edebî eserlerde insan yaşantısıyla birleşerek somutlaşması ♦ Hayatı somut olarak yansıtması kurmaca metinlerin bir özelliğidir. Sosyal bilimler, özeli genelleştirir ve belli bir modelden hareket ederek gerçekliği teorik biçimde, kavramlarla, terimlerle dile getirir. Başka bir deyişle bilim, somutu soyutlaştırarak ifade eder. Sanat ya da özelde edebiyat ise bilimin tersine, sürekli bir somutlaştırma etkinliğidir. Örneğin bir roman, insanın yaşantısından yola çıkar, geneli değil özeli anlatır.
beyaz gemi romanının yazıldığı dönemle ilişkisi